Şair Ali Asker Barut, Tunceli doğumlu (1964) ve Almanya’da yaşamaktadır. Rüzgârla Dolu (Adam Yayınları, 1992), Yağmurlu Leylak (Adam Yayınları, 1995), Karanfil Kırıkları (Adam Yayınları, 1998), Ay Sözlüğü (Adam Yayınları, 2000), Sarhoş Böcek Şarkıları (Adam Yayınları, 2005), Ateş ve Pervane (Edebiyat Ortamı Yayınları, 2017), Dalgınlıklar ve Kederler Kitabı (Edebiyat Ortamı Yayınları, 2019) şiir kitaplarının yanı sıra, son yıllarda arka arkaya, Şairin Gölgeleri (Yasakmeyve Yayınları, 2017), Yüzüm Bir Kentin Anı Defteri (Edebiyat Ortamı Yayınları, 2018), Şebçerağ -Bir Büyük Gelenek İle Yürüyenler- (Edebiyat Ortamı Yayınları, 2019), Kendimle Konuşmalar -Şair/Şiir Yazıları- (Yazılı Kağıt Yayınları, 2020) adlı, deneme / günlük türlerinde de kitaplar yayımladı.
İnsanın en tabii ve en özgün konuşması, sanırım, kendiyle yaptığı konuşmadır; bu, kendi kendine konuşmayla karıştırılmamalı. Kendi kendine konuşma, delilik alameti olarak görülür toplumca çoğu zaman. Oysa kendiyle konuşma, bir bakıma, kendini ikinci bir kişi olarak muhatap alarak yapılan konuşmadır. Bu tür bir konuşmada neler olmaz ki… En başta, geçen günlerin dökümü ve muhasebesi vardır; sevinçler, acılar, kırgınlıklar, yüzleşmeler, anılar, dostluklar, arkadaşlıklar, sevgiler, ayrılıklar, özlemler, yanlışlar, doğrular ve geleceğe dair beklentiler, hayaller, hayal kırıklıkları vs. Eğer kendiyle konuşan bir şairse, konuşmanın boyutları daha da genişler. Şairlerin, yazarların yazdıkları da yazıya dökülmeden önce, kendine yönelik bir iç konuşma değil mi zaten.
Devamı: https://www.izdiham.com/ali-asker-barutun-kendimle-konusmalar-kitabi-cikti/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.