Son günlerde sık sık şu mealde telefon alıyoruz: Bazı ağabeylerin, Risale-i Nur’a taban tabana zıt siyasî, içtimaî beyanatlarda bulunmasını aklımız almıyor; bu nasıl olur? 
Şunu kesinlikle bilmeli: Ağabeylik; hatasızlık, kusursuzluk veya herşeyi tam anlamak, eksiksiz uygulamak makamı değildir! Onlar da beşerdir, şaşar, yanılabilir, şaşırtılabilirler. 
Eleştirmek için değil, sırf kıyas olması için naklediyoruz:
Hz. İsa’nın (as) havarilerinden birisi ona ihanet etmişti!
Vahiy kâtibi irtidad etti. Ünvanı “mescid kuşu” olup, vakit namazlarını Rasulullah’ın (asm) arkasında kılan Sa’lebe, zengin olması için ısrarla duâ istemişti. İmtihan sırrının gereği duâ eder. Keçi, koyun sürüsü çoğalınca öğle, ikindi namazları gitti. Daha çoğalınca çöle açıldı; akşam, yatsı, sabahlar; daha da çoğalınca Cumalar gitti. Ve nihayet Peygamberimizin (asm) zekât memurunu, “Bunları ben kazandım, ne zekâtı?” diyerek reddeder. 5 bin koyun zekât vermesi gerektiği rivayet edilir!
Uhud Harbi’nde AyneynTepesi’ne, “Senden haber gelmedikçe, başlarımızın etini kuşların gagaladığını da görseniz, düşmanları da mağlûp etsek sakın sakın buradan ayrılmayın!” diye tenbih ettiği 50 Sahabi’den 40’ı ganimet haber gelmeden orayı terk ederler. Komutanları Abdullah bin Cübeyr’i de dinlemezler! Sonuç ma’lûm…
Yazının devamı için: http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=15418































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.