• İstanbul 23 °C
  • Ankara 23 °C
  • İzmir 26 °C
  • Konya 26 °C
  • Sakarya 28 °C
  • Şanlıurfa 25 °C
  • Trabzon 19 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 20 °C
  • Bursa 28 °C

Ali İlbey'den: Ağzını Yırttırmak İsteyen Bir Zimmî

Ahmet Doğan İLBEY

Bu sözleri söyleyen bir zimmî, ağzından çıkanı kulağı duymuyorsa, söylediklerinin Müslüman bir ülkede "haddi aşmak" mânasına geldiğini ve cezalandırılabileceğini idrak edemiyorsa, onu ya tımarhaneye kapattırmalı, ya da aidiyeti olan bir ülkeye tehcir etmeli. 

Yürürlükteki rejim Batlı bir rejim olsa da, mülkiyetiyle, ruhuyla, şehadet kanlarıyla İslâmların olan Türkiye'de Müslüman milletin en temel mukaddesine, en birleştirici değeri olan peygamberine dil uzatmak, ceza sebebidir. Milletin namusuna, yani dinine dil uzatmak, öyle ucuz olmamalı, yapanın kesesine kalmamalı. Eğer bu şenî sözlerin sahibi zimmî kişi hak ettiği dersi almazsa bu ülkede, yarın buna benzer hakaretler yol olur ki ne milletliğimiz, ne de izzet ve şerefi olan devletliğimiz kalır.

İSLÂMLARIN HÂKİMİYETİNE VE MUKADDESLERİNE HALEL GETİRECEK HİÇBİR BEYANA İZİN VERİLMEZ 

Müslümanların Peygamber'ine hakaret, düşünce ve inanç hürriyeti dahilinde değerlendirilemez. Dinlere ve peygamberlere karşı yapılan hakaretler, düşünce ve tenkit hürriyeti olarak görülemez. Türkiye, icra ve yasama bakımından İslâmların, yani Türklerin hükümferma olduğu bir devlet olsaydı, mukaddeslerine halel getirecek hiçbir beyana izin verilmezdi.

Tanzimat'tan bugüne Türkiye'de İslâm devlet nizamı olmadığı içindir ki, bir zimmî kalkıp Müslümanların peygamberine ve Allah'ına hakaret edebiliyor. M. Reşit Paşa'nın ilân ettiği Tanzimat'la başlayıp M. Kemal'in ilân ettirdiği laikçi cumhuriyetle süren "mağlubiyet ideolojisine" sahip Türkiye'de demokrasi ve laiklik gücüne sığınarak isteyen herkes ağzının yırtılmayacağını bildiğinden bu milletin mukaddeslerine küfredebiliyor. 

HZ. PEYGAMBERE HAKARET EDEN BİR ZİMMÎ AĞZININ YIRTILMASINA HAZIR OLMALI

Bir zimmî, üzerinde yaşadığı Müslüman ülkesinde onun peygamberine ve Allah'ına hakaret etmekle, ağzının yırtılmasını millet dâvası hâline getirmiş olur.

Bir zimmî zimmîliğin icaplarına göre oturup kalkmalıdır bu ülkede. Öyle ağzına geleni söylememeli, içinden gelen inançsızlığı telkin eden söz ve yazıları aşikâr etmemeli. Hele de Müslümanların peygamberine, dinine ve Allah'ına hakaret edilemeyeceğini bilmeli. "Ben inançsızım, düşünce hürriyetim var, düşüncelerimi söylerim" derse şayet, ya bu vatandan kendince terki diyar etmeli, ya da ağzının yırtılmasına hazır olmalı. 

Hem Müslümanların ülkesinde zimmî olacak, ekmeğini yiyip suyunu içecek, ticaret yapıp para kazanarak konforlu bir şekilde emniyet içinde yaşayacak, hem de "düşünce hürriyetim var" diye Müslümanların bin yıldır vatanlaştırdığı bir ülkede onun mukaddeslerine hakaret edecek. 

Sevan "yurttaş" aklını yitirmiş olmalı. Çünkü en azılı Batılı ülkelerin yasalarının bile müsamaha göstermediği "İnançlara ve Dinlere Saygı" kuralını çiğnemenin yanında Müslüman ülkesinde Müslümanların mukaddeslerine hakaret etmenin başına neler getireceğini bilmiyor.

Bu ahlâksız zimmî daha önce de Müslümanların mukaddeslerine hakaret etmişti de ağzını yırtan çıkmamıştı: "Neymiş? Allah diye biri varmış, canı sıkıldıkça kitap yazarmış ama artık yazmamaya karar vermiş, pırpır kanatlı ulaklarla birtakım hazretlere mesaj iletirmiş, o hazretlere dil uzatan maazallah çarpılırmış. Bu hikayelere istemesen inanma diyorlar, tamam, ama inanmadığını açık açık söylemen caiz değildir. Nedenmiş? Müslümanlar alınırmış!" 

PEYGAMBERE VE ALLAH'A HAKARET ETMEK, KEMALİST CUMHURİYETİN KURUCUSUYLA BAŞLAMIŞTIR

Bu sözleri aşikâre söylemekle zimmî haklarından düşmüş ve İslâm'a göre zimmîlere verilecek cezayı hak etmiştir. Türkiye'de adam gibi bir devlet ve hükümet olsaydı, Sevan adlı zimmî bu hakareti "düşünce hürriyeti" adı altında yapamazdı ve "özür dilemeye niyetim yok" diyemezdi.

Bir zimmî, laikçi cumhuriyet rejiminin varlığına güvenerek bu şenî hakaretleri yapabiliyor. Sanıyor ki Türkiye, İslâm mukaddeslerine hakaretin serbest olduğu "çağdaş-ilerici ve Atatürkçü" zümrenin ülkesi. Kağıt üstünde ve yasalarda böyle gözüküyor şimdilik. 

Sevan adlı zimmî mukaddeslere hakaret etmeyi resmî ideoloji Kemalizm'in kurucusundan ilham ve güç alarak yapmış olamaz mı? Erbabı bilir ki, bu ülkede Hz. Peygambere ve Allah'a hakaret ve inkâr etmenin yolunu M. Kemal açmıştır. 

Osman N. Ergin'in, "Türkiye Maarif Tarihi" nde geçen bir hadise. Sadettin Kaynak, bir âyetin anlamı ve tercümesi üzerine teati yaparken M. Kemal'in, "Haşa Peygamberimizi [sallallahu aleyhi vesellem] 'saçmalamakla' itham ettiğini" söylüyor. 

"Medeni Bilgiler" kitabın bakılırsa, "Allah fikrini kabul ettirmek siyasetin neticesiydi" diyen de, "Kur'an sûreleri açık semada peyda olmuş bir şimşek gibi günün birinde birdenbire inmiş değillerdi. Muhammedin söylediği sûreler uzun bir devirde düşüncelerinin ürünü olmuştu. Muhammed bu sûrelere birçok çalıştıktan ve incelemeler yaptıktan sonra edebî bir şekil vermişti..." diyen de M. Kemaldi. 

KİM, YAŞADIĞI MÜSLÜMAN ÜLKESİNDE MUKADDESLERE KÜFREDERSE DİLİNİN CEREMESİNİ ÇEKER

Zimmî, zimmîliğini bilmeli. Zimmî statüsünde olan, Müslümanların hâkimiyetini kabul eden gayr-ı Müslim kişidir. Zimmet kökünden gelir. Can, mal, namus ve emniyetleri uyruğuna girdikleri İslâm devletince sağlanır. Zimmet altında olanlar, yaşadıkları Müslüman ülkenin peygamberine ve Allah'ına hakaret edemez. Ederse karşılığını görür. 

Bir diğer statü olan "muahid", yani Müslümanlarla barış içinde ve bir arada serbest iradesiyle "akd edilmiş anlaşmalar" çerçevesinde yaşamak isteyen gayr-ı Müslimler de içinde bulundukları ülkenin dinî değerlerine dil uzatamazlar. 

Her iki şartta da, hâkimiyetini kabul ettiği devlet ve milletin mukaddeslerine "düşünce hürriyetim var" diyerek küfür edemez. Ederse cezasını bulur.

-----------------------------------------------

İLÂVE YAZI:

GÖNLÜME DÜŞENLER

Alparslan ve Alper Kutsal kardeşler; nizam-ı âlem Türklerinden ve Fikir Dükkânı'nın, yani Mekteb-i İrfan'ın müdavimlerindendir. Alp iken fikir ve dâva ile tanışıp gönüllerini incelte incelte alperen oldular. Aile ve maişet nizamına girerek yerleşik hayata geçtiler. Alperenlere hizmet etmeye devam ediyorlar. Fikirleri sağlam bu iki kardeş gönüldaş Bir Hocam'ın bağlılarındandır. Dahası, mağaraya, Fikir Dükkânı'na ve Hocamgile dost olan bu Kutsal kardeşler merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun "azat kabul etmez" takipçileridir. Dostluğun pîrleri onlardan râzı olsun.

06.10.2012 Habervaktim.com

Bu yazı toplam 752 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim