Dizilerde, sinema filmlerinde, piyasaya çıkan şarkılarda yasak ilişkiler ve müstehcenlik doruğa çıktı. Ne kadar ipsiz sapsız, haydut ruhlu tip varsa rejim tarafından sanatçı unvanı verilerek gençlere rol modeli olarak sunuldu. Ekranlar toplumun manevi değerlerini berhava etmek için şiddet, cinayet, uyuşturucu ve cinsî münasebet görüntüleriyle dolduruldu. Koca Mısır toplumu sanki bir avuç sahte kabadayı ile fahişelerden oluşuyordu. Aile kavramı darmadağın edildi, yozlaşmış işadamları makbul sayıldı.
Tipik Mısır yüz hatlarına sahip yirmi yaşında bir kızdı. Hayatın getirdikleriyle mücadelesi tenini güneşin rengine boyamıştı. Onu gördüğünüzde sıradan halkın yaşadığı semtlerden gelen, serazat şekilde günlük atışmalara giren, belki erkeklere bile posta koyan kızlarından biri olduğunu anlardınız. İnce, narin hatları ne kadar belirginse, sesi de o denli alışılmadık bir sertliğe, erkeksi bir tona sahipti. Buna rağmen beni, Tahrir Meydanı'ndaki oturma eylemine dahil olmadan önce tebessümle karşılayıp üstümü aradı. Kendisi “Öfke Cuması (28 Ocak 2011)”ndan 11 Şubat’a, ülkeyi demir yumruğuyla yöneten Hüsnü Mübarek iktidardan düşene dek meydan yatıp kalkmıştı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.