O medeniyetlerin bıraktığı eserlerle toprak üstünde ve daha ziyâde altında olanlarla meşgul olur. Büyük hafriyat yapar, bulduklarından, o eski medeniyetlerin mâhiyetini ortaya çıkarır. Tefsirinde az çok isâbet ettikleri de vardır, etmedikleri de. Muhayyileyi işletmek, tefsirler yapmak, bu kıt'aların bugünkü sâkinleri içinde eskiyi kuranların ahfâdını yaşıyorsa bulunan neticeler, bu kavimler için çok kıymetlidir ve kendilerini diğer milletler hürmetle sayar." der. ("Anadolu Medeniyeti Masalı", Türk Edebiyatı Dergisi, Kasım 1983, Makaleler, 1985, s. 373).
Sözü sonra İran'a getirir. Daha sonra bize. İran'ı (Parsları) bayağı bayağı yerer; İslâmiyeti sulandırdıklarından bahseder. Osmanlı'ya ayrı bir sayfa açar. Osmanlı'nın öncesi ve sonrası yoktur sanki... Osmanlı'dan kopuşun fikren kilometre taşı gördüğü için olacak Gökalp üzerine de yürür. Bu tartışmalar ayrı.
Devamı: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/eski-medeniyetlerden-ne-ogrenebiliriz-57745yy.htm
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.