Kadim kültürümüzün bir parçası olan “Bir lokma, bir hırka” anlayışı mümkün olduğunca az eşyaya ihtiyaç duyan hayat anlayışı olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünyanın cazibesine kapılmadan dünyaya karşı bir tavır olan tasavvufi bakış açısı, insanoğlunun yapısı gereği dünyaya meylini kontrol edebilmeyi hedefler. Bu yaklaşım, insanoğlunun zaruri olarak gördüğü birçok şeyi sorgulamaya davet niteliğindedir.
“Kendilerini fitneye düşürüp denemek için insanlardan bir grubuna verdiğimiz dünya hayatına ait ziynet ve debdebelere sakın iki gözünü dikme! Rabbinin rızkı hem daha hayırlı ve hem daha süreklidir.”[1]
Tüketen miyiz, tükenen mi?
Hepimizin benzer olaylar ya da durumlar karşısında farklı tutumları vardır. Fiziksel olarak biricik oluşumuz gibi düşünce ve davranışlarımız da kendine özgü özellikler barındırır. Yaptığımız veya yaptığımızı zannettiğimiz tercihlerimizin ya da vazgeçişlerimizin temelinde, farkında olduğumuz yahut olmadığımız çeşitli nedenler yatmaktadır. Sevilen, beğenilen, ilgi gören ya da saygı duyulan bir insan olmak gibi türlü değerlere hizmet eden davranışlarımız, hepimizin hayatını şekillendirmekte ve çeşitlendirmektedir.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/polemik/bizi-tuketen-tuketimin-kendisi-h43573.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.