Anadolu’ya kaç asırlık Müslümanlar olarak geldik. Ve bu topraklarda 9 asırdır Müslüman olarak yaşıyoruz. Fakat din öğretimimiz bir asrı bile bulmuyor!
Elbette bir kesinti var. Müslümanlıktan çıkmadıysak, neden bu kesilme? Her şeyde ilmi arıyoruz de, dini mevzularda bir zamanlar neden ilmi gereksiz gördük?
Müslüman ol ama dinini bilme!
Bu mevzu tuhafdan da öte!
Medreseyi kapattık, ilahiyat açtık. Onu da onuncu yılına varmadan kapattık! Hemi de Cumhuriyet’in onuncu yılında! Onuncu yıl marşına bir katkı:
On yılda bir ilahiyat kapattık, her daldan!
Orta dereceli dinî öğretim kurumlarını da kapattık.
16 yıl sonra Ankara’da İlahiyat Fakültesi açılırken, dini ilimleri öğretecek hoca bulmakta sıkıntıya düştük. Programı kültür dersleriyle doldurduk. Alâkasız hocaları buyur ettik.
Osmanlı coğrafyasında dinî ilimleri yerleştiren merkez, böyle bir müşkili hallederken İhsan Süreyya Sırma Hoca, üç Muhammed’in imdadımıza yetiştiğini söyler: Muhammed Hamidullah, Muhammet Tanci ve Muhammed Tayyip Okiç. Muhammed Hamidullah Hind kıtasındandı, Muhammed Tanci Fas’dandı ve Muhammed Tayyip Okiç Bosna’dan.
Bosna Türkçeye âşinadır. Babası İstanbul medreselerinde okumuştur Tayyip Okiç’in. 2. Dünya savaşı onu Türkiye’ye savurmuştur. İyi ki de öyle olmuştur. Ankara’da ilahiyat açılırken yetişmiş bir hoca olarak kürsüye oturmuştur. Daha sonra Konya, Erzurum Yüksek İslamlarda hocalık yapmış. Türkiye vatandaşlığa bu değerli alimi almamış, Yugoslavya’ya girişi de yasakmış. 9 Mart 1977’de Ankara’da vefât ettiğinde vatansızmış!
Ankara İlâhiyat’ta tefsir, hadis, fıkıh gibi temel dersleri okutmuş bir âlimi vatandaşımız yapamamışız. Vay bize, yazık bize! Hem de iyi türkçe bildiği halde. Türkiye’de ilahiyat öğretimi Ankara İlahiyat’ta başladığına göre bu temel alanlardaki artık yaşını başını almış belli başlı hocalar onun talebeleri demektir.
Nitekim onların bir efsane gibi Tayyip hocadan söz ettiğini duyardık. “E peki hocalar nerede bu adamın kitapları?” dediğimizde, doğru dürüst bir cevap alamazdık. Sonraları “geliyor gidiyor, hazırlıyoruz” gibi laflar duyduk. Fakat bir türlü ortaya çıkmadı bu eserler.
Biz böyle derken Atlas yayınları Tayyip Hoca’nın külliyatını yayınlamaya başlamasın mı?
Bütün eserleri dizisi:
- Bazı Hadis Meseleleri Üzerine Tetkikler
- Tefsir ve Hadis Ders Notları
- Sarı Saltuk Meselesi (Y.Ziya Yörükan’la).
- İslâmiyet’te Kadın Öğretimi
- Makaleler 1
- Makaleler 1
Külliyat’da Sarı Saltuk’a ilgili kitap bilhassa dikkat çekici. Rumeli’de İslâmın yayılması Sarı Saltık bahsi açılmadan anlatılamaz. Efsanesi gerçeğinin çok ötesine geçmiş bir şahsiyetle karşı karşıyayız. Tayyip Okiç’in Sarı Saltıkla ilgilenmesi bu itibarla, tabiidir. Kitapta ikinci isim olarak Yusuf Ziya Yörükan’ın yer verilmesi sanki iki kişi tarafından yazılmış bir eser intibaı bırakıyor. Kitabı tetkik edince görülüyor ki, Tayyip Okiç İlahiyat Fakültesi mecmuasında Sarı Saltıkla ilgili bir makale neşretmiş, Yörükan da bunu eleştirmiş. Okiç hoca, Yörükan’ın eleştirilerini çürüten ikinci bir makale yazmış. Böylece kitaba Yörükan’da dahil edilmiş. Yine de isminin kitabın müelliflerinden biri olarak gösterilmesi tartışılabilir.
Atlas Kitab’ın unutulmaya terk edilmiş değerli bir ilim adamının eserlerine günümüz okuyucusuna kazandırması her türlü takdirin üzerindedir.
Atlas Kitap O.312 418 20 10
www.atlaskitap.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.