Ayşe, 
ana akım bir medya kuruluşunda gazeteci olarak çalışıyor. 2014 yılında
seçim sandığı başında okuma yazma bilmeyen vatandaşlarımızın da oy verme
hakkı olduğunu öğreniyor. Bu duruma olan “demokratik” tepkisini ise
sosyal medya aracılığı ile gösteriyor ve bugüne kadar kimsenin fark
etmediği bir sorunu dillendirip, “bu insanlar hangi partiye oy
verdiklerini nasıl biliyor” diyerek isyanını dile getiriyor.
Ertuğrul, 
ana akım bir medya kuruluşunda gazeteci olarak çalışıyor. Eski 
Türkiye'nin hemen tüm günahlarının işbirlikçisi. Kürtlere, 
gayrimüslimlere, dindarlara yapılan zulmü meşrulaştıran söylemlerin 
kurucu babalarından. On senedir pijamayla başbakan karşılayamadığı için 
kendini mağdur hissediyor. Beyaz Türklerin dramını gözler önüne seren 
bir kitap yazmış.
Yılmaz, ana akım bir medya kuruluşunda 
gazeteci olarak çalışıyor. Hobileri arasında Uludere saldırısında ölen 
Kürtlere katır demek, Taksim'de öldürülen İngiliz holiganlar için 'Leedsli 
holiganlara Taksim'de kafasına vura vura toprağı öptürdüler... Leedsli 
futbolculara Ali Sami Yen'in çimlerinde cenaze namazı kıldırdılar. Hem 
de two rekat" manşeti atmak var. Kendi sevmediği partiye oy verenleri 
“bidon kafalılar” olarak tanımlaması ile ünlü. Bugüne kadar 4 kelimeden 
fazla sözcük içeren bir cümle kurabildiğine henüz şahit olan yok.
Yazının devamı için: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/ceren-kenar/578904.aspx































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.