• İstanbul 20 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 22 °C
  • Konya 21 °C
  • Sakarya 22 °C
  • Şanlıurfa 24 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 20 °C
  • Bursa 21 °C

'Çocuk özgür yetişsin' düşüncesi doğru mu?

'Çocuk özgür yetişsin' düşüncesi doğru mu?
Batı'da ve Kore sinemasında pedofili, çocuk kaçırma temaları üzerine birçok film var. İslam Gemici, meselenin önemine binaen, bu filmlere mercek tutmaya devam ediyor..
mong-ta-joo-950725Batı'da ve Kore sinemasında pedofili, çocuk kaçırma temaları üzerine birçok film var. İslam Gemici, meselenin önemine binaen, bu filmlere mercek tutmaya devam ediyor..

"Pedofiller, fırsat bulduğunda suçunu tekrarlayacağı için, hastanın ikinci kere suç işlemesini beklemek doğru değildir. İkinci bir çocuğun kurban edilmesini beklemektense, bu suçluların toplumdan tecrit edilmesi en iyi çözümdür. Çünkü pedofili, hem suç hem de cezaî indirimi olmaması gereken bir hastalıktır. Hiç bir sağlıklı ruh hali, pedofil yani sübyancı gibi bir eğilim gösteremez. Tedavisi çok zor olan bir sapkınlıktır. Her pedofili suçlusuna taciz, tecavüz ve şiddet durumuna göre en ağır cezalar verilmesi gerek."

Yukarıdaki cümleler konunun uzmanı, nöropsikiyatrist Doktor Mehmet Yavuz'a ait ve bu sözlerin yer aldığı röportaj da yeni değil, 2011 senesine ait... Yazıya neden böyle başladığımı az - çok tahmin edeceksiniz. Son aylarda memleketimizde işlenen çocuk kaçırma ve cinayetleri, bu hususla alakalı seyrettiğim filmleri hatırlattı.

İnsanlıktan çıkmış olan iki ayaklılar

Tıp mütehassıslarının ifadesine göre, ergenlik dönemi öncesi çocuklara karşı geliştirilmiş yoğun ve tekrarlayıcı cinsî arzu ve fantezi olarak tanımlanan, kibar ismi de pedofili olan sübyancılık ruhî bir hastalıktır. Pedofili hastası kişi, zor kullanmaz. Masum dokunuş ve yaklaşmalarla çocuğu kendisine alıştırır. İstismara uğradığını, çocuk önceleri fark etmez bile... Bir müddet sonra anne ve babasından gizlenmesi lazım gelen, kimseye söylenmemesi gereken oyunlara döner. Çocuk büyümeye başlayıp cinsellikle tanıştığında, cinsî olaylar hakkında bilgi sahibi olmaya başladıkça istismara uğradığının farkına varır. Bu farkına varış da, küçük yaşta istismara uğrayan şahısların, ergenlik civarı bilgilenme sürecinde çocuk iken başına ne geldiğini anlayıp, o yaştan sonra sinir krizi geçirmesine sebep olur.

Berbat bir bilgi daha: Sübyancılar umumiyetle yakın akraba çocuklarını istismar ediyorlar. Pedofil kişiler büyük oranda akraba, komşu ve çocuğun yakınında olan, itimat ettiği kimseler olabiliyor.

Bu mevzularla ilgili Batı ve Kore sinemasında o kadar çok film yapılmış ki, aradan ancak birkaçını seçebildim. Fazlası konuyu dağıtabilirdi.

Güney Kore'den “Montaj”

Yönetmen ve senaryo yazarının aynı şahıs olduğu (Jeong Geun-Seop), başrolünde de daha önce başka polisiyelerde seyrettiğim Sang-kyung Kim adlı oyuncunun inatçı dedektif rolünde oynadığı 2013 yapımı "Montaj - Montage - Mong ta joo" baştan sona kadar merak dolu pedofilik bir film.

Senaryo biraz karışık gibi görünse de, finalde bütün taşların yerine oturmasıyla seyircinin rahatladığı film, oyuncuların kusursuz performansı sayesinde beğenilirken, öte yandan yürek parçalayıcı bir dramı anlatıyor: 15 sene önce, iz bırakmadan kaçırılmış çocuk vak'ası, Kore kanunlarına göre, zaman aşımına uğramak üzeredir. Sürenin tükenmesine 5 gün kala, meçhul bir şahıs, olay mahalline bir çiçek bırakıyor ve birkaç gün sonra da, aynı metod kullanılarak bir çocuk kaçırma olayı daha yaşanıyor. Torunu kaçırılan dede, 15 yıl evvel çocuğu kaçırılmış olan anneve vicdan azabı çeken polis dedektifi, zaman aşımı olmadan önce bu esrarengiz hadiseyi çözmeye çalışıyorlar.

Dakikalar ilerledikçe, dedektif seyirci olarak olayı ben çözmeye çalıştım ancak aklıma gelen ne kadar ihtimal varsa, hepsi boş çıktı ve sürpriz bir finalle resmen ters köşeye yattım.

İspanyol annenin ümitsiz gayreti

Türkçe anlamı "demir" olan "Hierro" ismindeki İspanya yapımı filme bizim memlekette "Kâbuslar Adası" adını layık görmüşler. Senaryosu Jesus de la Vega ve Javier Gullón'a, yönetmenliği deGabe Ibáñez'e ait olan bu asap bozucu filmin başrolünde Elena Anaya isimli kadın oyuncu var.

Birçok filmde olduğu gibi, bunda da yalnız yaşayan bir anne ve küçük yaştaki çocuğu (modern zaman kadınları, evlat yetiştirmek için artık bir erkeğe ihtiyaç duymadıkları için) arabalı vapurla bir adaya seyahat etmekteler. Niye gittiklerinin bir önemi yok. Anne ve sevimli oğlu feribottalar... Kış mevsimi olduğundan, fazla yolcu da bulunmuyor. Çocuk koltukların arasında koşturup oynarken, ortadan kayboluyor. Anne, aramasına rağmen çocuğunu bir türlü bulamıyor. Polis filan derken, aradan epey bir müddet geçiyor. Bu arada kadına yaklaşmak isteyen bir dedektif de olaya dâhil oluyor fakat bütün çabalara rağmen, çocuk bulunamıyor.

Filmi izlerken sinirlerim o denli bozulmuştu ki, şimdi düşünüyorum da, finalini bile hatırlamıyorum. Şunu da tekrar etmekte -kendi adıma- fayda var: Bu filmi seyrederken, o minicik oğlunu kaybeden anneye duyduğum öfkeyi anlatmaya kelimeler yetersiz kaldı. Film olduğunu bilmeme rağmen, yaşanmış o kadar çok benzer hadise var ki, insanın çileden çıkmaması işten bile değildi.

 

Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/16704/cocuk-ozgur-yetissin-dusuncesi-dogru-mu.html

Bu haber toplam 1734 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • İkinci Kez Yolu Açık Olsun Yavuz Bülent Bakiler’in02 Ekim 2025 Perşembe 11:06
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim