“Bir hatırayı unutmuyorum. Bizim Müftülüğümüze bağlı bir caminin altında bir dükkanı biz girişimciye kiralık olarak vermiştik, konu geldi oraya dayandı. Süleyman Çalışkan Ağabey dedi ki:
– Hocam ben genelde şöyle düşünür, şöyle söylerim: “Vakfa ait herhangi bir dükkanı kiralık da olsa tutmayalım, ben şahsa ait yerleri daha çok tercih ederim, vakfa ait olan yerlerde tüyü bitmemiş bir sürü insanın hakkı olabilir, onun için genelde ben şahsa ait olan yerler olursa daha çok tercihimdir, ancak artık burayı arkadaşlar tutmuş, o bölgede o yerde dükkanların kirası neyse biz mutlaka onlardan daha fazla ödeyelim, diye de talimat veririm.”
O arada ben de dedim ki:
– “Merak etmeyin, oradaki kira rayiçin çok üzerinde sizin ödediğiniz para”.
– Mutlaka öyle olsun, dedi.
“Vakıflara ait dükkanları en düşük fiyata nasıl tutabilirim?” diye toplumda birçok insan onun hesabını yaparken karşımda “Vakfın hakkı geçecek” diye tir tir titreyen bir insan gördüm. İnanın hatırlıyorum o anı, kendimden geçtim. Allah’ıma şükrettim, böyle güzel insanlar var, diye.
“Hep güzel insanlar, güzel örnekler eskide kaldı” gibi bir kabul var toplumda. “İyi örnekler” azaldığı için mi yoksa paylaşılmadığı için mi? Bilmiyorum. İnsanların güzel örneklikleri bir de vefat ettikten sonra paylaşılıyor nedense…
Bir incelik mi var, bir hikmet mi? Bilinmez…
Devamı: https://www.insaniyet.net/ebul-eytam-suleyman-caliskan-agabeyin-ardindan/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.