• İstanbul 19 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 18 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 24 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 18 °C
  • Bursa 15 °C

Gitdi Eskici Dede köhne cihandan virdi cân

Gitdi Eskici Dede köhne cihandan virdi cân
İki güzel şehrin, İstanbul'un ve Bursa'nın iki güzel köşesine meftun oluşumuzla başladı hikâye… Esra Erdoğan, Aziz Mahmud Hüdâyi’yi irşad eden Eskici Mehmed Dede'yi yazdı..   Tanış olmak. Böyle diyordu vakti kuşanan adam.
279
İki güzel şehrin, İstanbul'un ve Bursa'nın iki güzel köşesine meftun oluşumuzla başladı hikâye… Esra Erdoğan, Aziz Mahmud Hüdâyi’yi irşad eden Eskici Mehmed Dede'yi yazdı..

 

Tanış olmak. Böyle diyordu vakti kuşanan adam.

Tokalaşmak için uzanan bir 'merhaba' eli midir tanış olmak? Kelimeler, sesler, uzun cümleler kurmak mıdır? Yıllarımızı mı alır yüreğimize değmesi bir dost elinin? deryadan bir damla damlasın diye saçak altlarında yağmuru mu beklemeliyiz?

Başka şehirlerde yaşıyoruzdur ya da aynı sokakta aynı kuş cıvıltılarındayızdır. Kim bilir, biz sabah penceremizi 'günaydın şehirler!' diye açar ve bekleriz.

 

Hikâye I: Şehirle tanış

İki güzel şehrin iki güzel köşesine meftun oluşumuzla başladı hikâye. Hüdâyi yokuşunu çıkarkenÜftâde yollarında soluk alıp verişimiz, zaman/mekân kavramını yeniden sordurdu ve öğretti. 'Kim var imiş biz burada yoğ iken...' selamıyla bir sokak tutup yürüdük. Bir çeşme başı, bir cami avlusu, bir türbe. Kedileri takip ettik ve bulduk. Neyi arıyorduk sahi, başa dönelim. Doğduğumuz şehrin hikâyeleriyle büyüdük. Şahidi olamadığımız zamanları, kurulan sofralarda dinledik. Okuldan çıkar, kitap alma bahanesiyle soluğu Hüdâyi'de alırdık. O zamanlar bizim için bir Fatiha bırakmaktı Hüdâyi, avuçlarımızdan kediler taşırdı (hırka giymiş kedilerdi bunlar); gül lokumu ikram eden teyzeler ve namaz vaktini bekleyen amcalar vardı. Sandalla denizi geçerdi Hüdâyi, hikâye de büyürdü bizimle. Sonunu merak ederdik, arardık.

 

Kış günleri kekik çayı ile ısınan kütüphaneye bir poşet portakalla gelen Mehmet amcanın muhabbetiyle demlenirdi zaman. Kurabiyeleri köşedeki fırından alırdık ve otururduk bir mektubun başına. Hacı Selim Ağa'da elimize tutuşturulan bir elifba idi, aslında. ا İstanbul oldu ب Bursa.

 

Hüdâyi hazretlerinin mektupları, risaleleri... Okurduk, geç olurdu. Çarşılar kapanırdı, meyve satıcıları kestane tezgâhlarına bırakırdı yerini. Bir martı çığlığı ardından bir cümle gelirdi. Muhyiddin Üftâdedendi bir gün. Açılan kapıdan içeriye dolan bir kış kokusu gibi anlıktı. Bir damla damladı sayfaya, kendisi kurudu, izi kaldı.

 

Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/17182/gitdi-eskici-dede-kohne-cihandan-virdi-cn.html

Bu haber toplam 917 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • İkinci Kez Yolu Açık Olsun Yavuz Bülent Bakiler’in02 Ekim 2025 Perşembe 11:06
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim