2007 seçimlerinden hemen sonra eski CHP bakanlarından birini gördüm. Yazdığım bir yazıya takılmış. Türkiye'deki geleceğin Ak Parti tarafından tayin edileceğini söylemişim yazımda. Bakanımız buna inanmamış, öyle olmadığını, bu partinin bir seçim daha çıkaramayacağını anlatmaya çalıştı. Bakalım dedim, ayrıldık. O seçimin üstünden bir genel seçim, bir referandum, bir yerel seçim geçti. Ak Parti, bütün bu seçimlerden başarıyla çıktı. O "gelecek" hâlâ devam ediyor. Bu sürekliliği sağlayan büyük nedenler de var küçük nedenler de.
Büyük neden sosyolojik meselelerdir. Ak Parti'ye oy kazandıran ana nedenleri bu kesimde toplamak mümkün. Bu hacim neredeyse sayısız unsurdan mürekkep bir küme meydana getiriyor. Ama ayıklayıp bakınca ortaya önemli iki unsur çıkıyor: başta göçle gelen yeni hayat arayışı yani modernleşme ihtiyacı ve sekülerleşme. Her ne kadar bu iki faktör iç içeyse de ben sondan başlayayım.
Sekülerleşmenin olmadığı bir modernleşme düşünmek imkânsızdır. Modernleşmenin kendisi sekülerleşme getirir. Buradaki sekülerleşme ne dinle olan bireysel ilişkidir, ne Tanrı inançsızlığıdır. Sekülerleşme hayatın daha önce "medeniyet" denilen araçlar, kurumlar ve kavramlarca kuşatılmasıdır. Dinin en önemli tayin edici olduğu bir ortamda dahi hayatın maddi bir temel üstünde düşünülmesi, kurgulanması ve açıklanmasıdır.
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/kahraman/2014/04/02/2007den-beri-2014ten-ileri































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.