Hemen söyleyelim: Her kim emaneti ziyan ediyorsa, kişisel menfaatini vatanın ve milletin üstünde görüyorsa, ona eyvahlar olsun. 
İnanıyoruz ki, rüşvet alan, karşılığında, insanlığını verir.
Biliyoruz ki, bir müminin en büyük sermayesi, helal lokmadır.
'Halkı bostan edinmek', işlerin en fenasıdır.
Tamam, hırsızlığa karşı hassasız. Siz de öylesiniz. Yetimin hakkını, milletin hukukunu korumak istiyorsunuz. Bunlara bir şartla itirazım olmaz.
28 Şubat sürecinden sonra yaşanan o büyük talana dönelim: Soygun ve vurgunlar, bankaların içinin boşaltılması, emekli paşaların 'danışmanlık' adı altındaki kirli işleri, bazı holdinglerin inanılmaz yükselişi, yerli sermayeye suikast düzenlenmesi vs. O zaman da aynı hassasiyeti gösterdiniz mi? Hayır. 'Böyle bir suiistimale göz yumamayız' dediniz mi? Hayır. Hatta tam tersini yapıp o kadrolara sahip çıktınız. Övdünüz, şefaatçi oldunuz.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/Ibrahim_Tenekeci/iki-mesele/50919































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.