Taşların dili olsaydı.
Kûfî bir makamla her şeyi,
Bir bir kaydeden o mübarek taşların.
Yol boyunca devasa ağaçlara dönmüş,
Kaktüslerin dikenleri arasında filizlenen,
Kırmızı buruk meyvelerin.
Sıra sıra Akdeniz’e selam duran,
Halim selim zeytin ağaçlarının.
Ufuklara uzanan bitimsiz düzlüklerin.
1001 masal gecesinde,
Yeryüzünü sabırla gözleyen mahşeri yıldızların.
*
Ya da bizde onları anlayacak bir hal olsaydı.
Hüthüt kuşunun şifreleri hangi arşivlerde gizlenir?
Karayel böyle neler fısıldar,
Esatirin tozunu savuran güçlü soluğuyla,
Huşu içinde sallanan zeytin yapraklarına?
Bulutlarda resimler çizen Okaliptüs dallarına?
Servilerin elif gibi vakarla eğilen uçlarına?
Aciziz anlamaktan.
*
Kayrevan, beyazlara bürünmüş ulu şehir.
Sülüs dar sokakları kıvrım kıvrım.
Bir mesajı var gökyüzü dünyasına;
Bütün işler yalnız O’na döner.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/alinti/kayrevan-gunlugu-h34344.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.