Neredeyse 15 yıldır böyleyim. 550 kilometrelik Likya yolunu tamamladım. Şimdi Karia yoluna başladım. Onun da yaklaşık 70 Km’sini bitirdim. Geriye 730 Km kaldı!
Bu yıl planımda bir değişiklik yapıp, rotamı Kaz Dağları’na çevirdim. İki gün rüya gibi güzel, akıl almaz temiz havada yürüyüşler yaptım.
Sonra buraya yakın, Çanakkale Ayvacık yakınlarında Truva Kültür Yolu’ndan haberdar oldum. Yolu keşfeden Rehber İlhan Varlık öyle güzel anlattı ki buraları, iki gün de burada yürümeye karar verdim.
Amacım her zamanki gibi tek başıma yürümek, sakinleşmek, muhasebe yapmak, düşünmek ve doğayı keşfetmekti.
Lakin karşılaştığım bir manzara bütün planlarımı değiştirdi.
BOŞ MÜLTECİ KAMPINDA RUHLAR DOLAŞIYOR SANKİ
Yürüdüğüm yol, dağların arasında, patika şeklinde açılmış ve işaretlenmiş bir kültür yoluydu ama burası aynı zamanda göçmenlerin Midilli adasına kaçış yoluydu. Behramkale’de (Asos) başlayan yolda, bir süre sonra sağa sola atılmış giysiler, ev eşyaları, ayakkabılar görmeye başlayınca şaşırıyorsunuz.
Lakin asıl şaşılacak şey, yürümeye başladıktan iki kilometre sonra sol tarafınızda karşınıza çıkıyor. Ağaçların arasında terk edilmiş küçük bir mülteci kampı.
Uzaktan gördüğümde irkildim doğrusu. Sonra yürüyüşü bırakıp, bu terk edilmiş kampa gittim. Burası mültecilerin lastik botlara binip, Türkiye’den ayrıldıkları sahilden önceki son kaldıkları yer.
Devamı: https://www.yenisafak.com/yazarlar/kemalozturk/kultur-yolunda-sasirtici-bir-dram-2050144
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.