Muhteşem renk cümbüşünün kendisinde yarattığı hayranlık ve hüzün karışımı bir ruh hali içinde ofisinin bulunduğu ıhlamur rengi binaya girdi. Apartmanın kesif camla kaplı loş merdiven boşluğundan açık gri renkli geniş merdivenleri yürüyerek çıktı birinci kattaki ofisine geldi ve zili bastı. Sekreteri karşıladı onu gülerek “günaydın Aylin hanım”. Sekreter Selin bergamot aromalı çayı ince cam bardaklara koyduğunda odayı nefis bir çay kokusu kaplamıştı. Şık modern ve açık renkli mobilyalarla döşenmiş ana cadde üstündeki bu avukatlık bürosu zayıf sonbahar ışığına rağmen oldukça aydınlık ve ferah gözüküyordu.
Avukat Aylin sekreteri ile taze simit peynir ve zeytinle kahvaltı yaparken her zaman olduğu gibi hızlı hızlı konuşuyordu. Kırmızı sarı yaprakların güzelliğinden, erken gelmeye başlayan akşamlardan, bir hastasının kadın doğum doktoru olan annesine açtığı tazminat davasından ve yeni almayı düşündüğü kitaplardan ve haberlerden öğrendiği vahşi bir kadın cinayetinden bahsetti. Selin bir arkadaşı sırdaşı gibiydi onun. Mesleğinde geçirdiği iki yıl da insanların güvensizliğini yalancılığını nankörlüğünü ikiyüzlülüğünü ve acımasızlığını öğretmeye başlamıştı ona. Ama insan ruhunu anlama çözme açısından daha çok tecrübeye ihtiyacı olduğu da kesindi. Cevval ve güçlü bir kız olmasına rağmen ara sıra melankolik sıkıntılı anları da oluyordu. Bahar çiçekleri desenli açık mavi bir elbise giymişti Aylin, uzun kestane rengi saçları omuzlarına dökülüyordu. Kullandığı Victoria’s Secret’in Amber Romance parfümünün kokusu, pencereden vuran kuvvetlenmeye başlayan sabah güneşi, açık renkli mobilyalar, krem renkli duvar ve misafir koltuklarının ortasındaki sehpada duran beyaz orkide çiçeği odayı sonbahar içerisinde bir bahar havasına büründürüyordu.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.