• İstanbul 15 °C
  • Ankara 14 °C

Mehmet Poyraz: Sekiz kitapta Selçuklular tarihi

Mehmet Poyraz: Sekiz kitapta Selçuklular tarihi
Yaklaşık bin yıl önce, bin yıl sürecek bir dönem başlatan Selçuklular, Horasan’da 1040 yılında kurulduklarında diğer dünya devletlerini tehdit edecek düzeyde güçlenmişlerdi.

Selçuklu idarecilerinin istikrarlı genişleme politikaları sayesinde, çok kısa diyebileceğimiz bir sürede İran, Irak, Suriye ve Anadolu’da hâkimiyeti ele alırken, bölgenin siyasi ve iktisadi gelişmesine de katkıda bulundular. Konar-göçer olarak başladıkları hayatlarına, İslâm ve Türk geleneklerinin itici gücüyle de şehirleşmeye hız verdiler. İşte Selçuklunun bu ve ileriki dönemleri, Batı tarafından uzun yıllar boyunca kendilerinden “barbar göçerler” diye bahsedilmesine yol açtı. Günümüzde Batı her türlü mecra yoluyla kodlarımızla öyle oynamış ki biz bile ister istemez çelişkiye düşmekteyiz kendi tarihimiz hakkında. Batı, daha çok Selçuklular dönemi üzerinden bizleri, yani Türkleri ve Müslümanları aşağı göstermeye çalışmaktadır. Ve bu yüzden önemli gördüğüm Selçuklularla ilgili son yıllarda çıkan kitaplardan sekizini, elimizden geldiğince anlatmaya gayret ettik. Faydamızın olması temennisiyle.

Selçuklu’nun Mirası/Gulâm ve Iktâ

Türk tarihinde önemli bir yeri olan “gulâm” ve “ıktâ” sistemlerinin gerçekte ne olduğu konusunun akıcı ve anlaşılır bir dille Erhan Göksu tarafından kitaplaştırılmasının alanındaki bir boşluğu doldurduğuna şüphe yoktur. Erhan Göksu’nun, “Selçuklu’nun Mirası/Gulâm ve Iktâ (Kölelik mi, Efendilik mi?)” başlıklı ve ilk baskısı 2017’nin Kasım ayında Kronik Kitap’tan çıkan çalışmada “gulâm” ve “ıktâ” sistemleri enine boyuna ele alınıyor ve haklarında bilinen yanlışlar düzeltilmeye çalışılıyor. Kitap üzerinden gulâm sisteminden bahsedecek olursak, esir veya köle olarak hizmete alınan kimselerin, kabiliyetleri ve aldıkları eğitim neticesinde kazandıkları beceriler doğrultusunda başta ordu olmak üzere çeşitli devlet hizmetlerinde istihdam edilmesi suretiyle işleyen mekanizma olarak tarif edilebilir. Çalışmada özellikle belirtildiği gibi gulâmlar köledir ama özeldir ve diğer köle sistemleriyle karıştırılmamalıdır. İslâm öncesi Türk medeniyetlerinde de izlerinin görüldüğü “gulâmlar” tam olarak benzemese de Hz. Ömer döneminde ve Emeviler döneminde de izlerine rastlanılmıştır. Kitapta “gulâm sistemi”nin doğuşu ile gelişimi detaylandırılırken yine gulâm sistemi ve ücretli askerlik kavramları izah edilmeye çalışılmıştır. Fakat gulâmlar diğer kölelerden farklıdır. Emir rütbesine kadar yükselebiliyor, her ne kadar Sultan’ın “kölesi” olsalar da onlar da bir “efendi” olabiliyordu:

Devamı: https://www.dunyabizim.com/sekiz-kitapta-selcuklular-tarihi-makale,2127.html

Bu haber toplam 341 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim