• İstanbul 15 °C
  • Ankara 10 °C

Mustafa Özcan: Medreseye kaçanlar, medreseden kaçanlar

Mustafa Özcan: Medreseye kaçanlar, medreseden kaçanlar
Tarihin derinliklerinde Yakup ile Yusuf'un hikayesi…

Bazen lakaplar ağır basar, isimler kaybolur, unutulur ya da küller altında kalır. Ebu Yusuf olarak iştihar eden Yakup, Ebu Hanife'nin en parlak talebesi ve Harun'u Reşid'in baş kadısıdır. Babası İbrahim bin Habib erken yaşta vefat ettiğinden fakir bir ortamda büyümüştür. Annesi eve ekmek getirmesi için Yakup'u kassarların yani elbise yıkayanların ve çırpanların yanına çırak olarak verir. Bu yolla meslek öğrenmesini ve eve ekmek getirmesini arzu eder. Küçük Yakup ise sürekli olarak kassarların yanından kaçmakta ve Ebu Hanife'nin ilim meclisine sığınmaktadır. Bu duruma kızgın olan annesi kendisini bu meclislerde takip etmekte ve kovalamaktadır. Amacı Yakup'un bir işte karar kılması ve dikiş tutturmasıdır. Anne sürekli olarak elinin dar olmasından ve geçim sıkıntısından yakınır. Yakup'un kassarlığı terk ederek ilim meclislerine gitmesine razı gelmez. Yakup ne zaman Ebu Hanife'nin ilim halklarına damlasa annesi arkadan gelir, yetişir ve onu çekerek ait olduğu yere geri götürür. Anne ile oğlu Yakup Ebu Hanife'nin meclisleri ile kassarların dükkanı arasında adeta köşe kapmaca oynar. Bu iş annenin canını tak eder ve İmam-ı A'zam'a çıkışır. "Yakup'u bırak, biraz da başkalarının çocuklarını yoldan çıkar. Bu çocuk yetimdir ve dikili bir ağacı bile yoktur. Onu örgü örerek büyütüyorum. Bir danik ve dirhem kazansın da boğazına baksın istiyorum" der. Ebu Hanife ise 'ey ra'na, pervasız kadın!' beni bir dinle der: Oğlun burada fıstık yağıyla yapılmış paluze yemeyi öğreniyor. Kadın bu cevabı aldıktan sonra çekilirken iğnelemekten de kendini alamaz: Ey İhtiyar! Belli ki bunamışsın. ,

Yakup Ebu Hanife'nin ders halkasına devam eder ve Yakup iken Ebu Yusuf olur çıkar. Harun'u Reşid döneminde başkadılık makamını üstlenir. Ebu Hanife'nin ilim meclislerinden Harun'u Reşid'in sofralarına düşer. Bazen sofralarda paluze de yer almaktadır. Bir gün paluzenin bulunduğu sofra başında Harun'u Reşid Ebu Yusuf'a şöyle seslenir: Sarayın mutfağında her zaman paluze olmuyor veya yapmıyorlar. Bu fıstık yağıyla yapılmıştır, kaçırma! Bunun üzerine Ebu Yusuf tebessüm eder.

Devamı: https://www.fikriyat.com/yazarlar/mustafa-ozcan/2024/03/19/medreseye-kacanlar-medreseden-kacanlar

Bu haber toplam 122 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim