• İstanbul 13 °C
  • Ankara 14 °C

Mustafa Uzun: 7 Ekim destansı bir özgürlük mücadelesi devrimidir

Mustafa Uzun: 7 Ekim destansı bir özgürlük mücadelesi devrimidir
İslami Direniş Hareketi (Hamas), ne acıdır ki on binlerce şehit sonrasında bile hala 7 Ekim’deki temiz ve net mücadeleye dair kendilerini açıklamaya devam ediyor.

Binlerce kadın ve çocuğun katledildiği, her türlü katliamın yapıldığı Gazze’yi görmeyen gözler hala 7 Ekim’deki yalan ve iftiralar üzerinden katliamın avukatlığını yapıyorlar.  Oysa HAMAS, Aksa Tufanı Operasyonu ile 7 Ekim'de İsrail askeri noktalarını hedef almış ve düşman askerlerini esir alarak İsrail hapishanelerinde tutulan binlerce Filistinlinin esir takası anlaşması yoluyla serbest bırakılması için İsrail makamlarına baskı yapmayı amaçlamıştı. Bu nedenle operasyon, İsrail ordusunun Gazze Tümeni'ni ve Gazze çevresindeki İsrail yerleşimlerinin yakınında konuşlanmış İsrail askeri noktalarını yok etmeye odaklanmıştı.

MASUMU SAVUNMAK DİNİ VE AHLAKİ BİR SORUMLULUKTUR

Sivillere, özellikle de çocuklara, kadınlara ve yaşlılara zarar vermekten kaçınmak Kassam Tugayları'nın tüm savaşçıları için dini ve ahlaki bir sorumluluktur. Filistin direnişinin operasyon sırasında tamamen disiplinli ve İslami değerlere bağlı olarak hareket ettiğini ve Filistinli savaşçıların sadece işgal askerlerini ve silah taşıyanları hedef aldığını zaten görüyoruz. Bu süreçte Filistinli savaşçılar, direnişin hassas silahlara sahip olmamasına rağmen sivillere zarar vermekten kaçınmaya özen gösterdiğini dünya bir kez daha gördü. Hamas hareketi kurulduğu 1987 yılından bu yana sivillere zarar vermekten kaçınma sözü vermiş bir harekettir. Azılı katil  Baruch Goldstein'ın 1994 yılında işgal altındaki El Halil şehrinde bulunan İbrahim Camii'nde ibadet eden Filistinlilere yönelik bir katliam gerçekleştirmesinin ardından Hamas hareketi, tüm taraflara hitaben sivillerin zarar görmesini engellemek için bir girişim başlattığını duyurmuş, ancak İsrail işgali bunu reddetmiş ve hatta bu konuda herhangi bir yorumda bulunmamıştır. Hamas hareketi de bu tür çağrıları birkaç kez tekrarlamış, ancak Filistinli sivilleri kasıtlı olarak hedef almaya ve öldürmeye devam eden İsrail işgali bu çağrılara kulak tıkamıştır.

Ancak tabi ki İsrail güvenlik ve askeri sisteminin hızla çökmesi ve Gazze ile sınır bölgelerinde yaşanan kaos nedeniyle Aksa Tufanı Operasyonu'nun uygulanması sırasında bazı hatalar yaşanmış olabilir.  Zaten dünyanın gözü önünde Hamas hareketi Gazze'de tutulan tüm sivillere olumlu ve nazik bir şekilde yaklaştı ve saldırının ilk günlerinden itibaren onları serbest bırakmaya çalıştı. Bir hafta süren insani ateşkes sırasında da böyle oldu. Filistinli kadın ve çocukların İsrail hapishanelerinden salıverilmesi karşılığında bu siviller serbest bırakıldı.  Sonuç itibarıyla İşgalci İsrail'in 7 Ekim'de Kassam Tugayları'nın İsrailli sivilleri hedef aldığına dair ortaya attığı iddialar tamamen yalan ve uydurmadan ibarettir. Bu iddiaların kaynağı İsrail'in resmi söylemidir ve hiçbir bağımsız kaynak bunların hiçbirini kanıtlamamıştır. İsrail resmi söyleminin her zaman Filistin direnişini şeytanlaştırmaya çalıştığı ve aynı zamanda Gazze'ye yönelik acımasız saldırısını meşrulaştırdığı bilinen bir gerçektir.

KANIT YOK, BELGE YOK, SADECE İFTİRA VE ALGI

Devamı: https://www.yenisoz.com.tr/yazarlar/7-ekim-destansi-bir-ozgurluk-mucadelesi-devrimidir-5615/

Bu haber toplam 109 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim