İnternet ve sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte her alanda değerlendirme yapmayı kendimize mübah görür olduk. Bu aslında müthiş bir kargaşaya sebebiyet veren dehşetli bir durum.
Zihinlerimizin yeni bir meseleyle karşılaştığında nasıl çalıştığını kısacık bir düşünelim: Facebook/ Twitter'da dolaşıyoruz, aniden önümüze hiç fikrimizin, eğitimimizin olmadığı bir konuda yapılmış bir haber düşüyor. Bir sürü seçeneğimiz var: Beğenebiliriz, beğenmediğimizi belirten ifadelerle işaretleme yapabiliriz, paylaşabiliriz, hatta yorum yapabiliriz. Sosyal medya bizim kim olduğumuza bakmadan işte tüm bu seçenekleri sunuyor bize.
Tam da burada imtihanımız başlıyor aslında; o konunun mütehassısı olmamamıza rağmen bir şeyler söyleyecek ve mevcut bilgi kirliliğine bir katkı da biz mi sunacağız, yoksa bizi ilgilendirmeyen bir konu olduğu için susup işi ehline mi bırakacağız? İlk seçenekte bir hayır yok, bunu önce güzelce anlayalım. Fakat ikincisi bizim ne kadar kaliteli Müslüman olduğumuzu gösterecek bir turnusol kağıdı niteliğini taşıyor. Çünkü Kur'an'da "İşi ehline bırakın" (Nisa 4/58) deniyor. Üstelik efendimiz de “Kendisini ilgilendirmeyen şeyi terketmesi, kişinin iyi Müslüman oluşundandır.” (İbni Mâce, Fiten 12) buyuruyor.
Hal böyle olmasına rağmen çoğu zaman "bir şeyler söyleme"nin dayanılmaz cazibesine kapılarak bizi ilgilendirmeyen konularda bile yorumlar ve paylaşımlar yapıyor, hatta linç girişimlerinde bulunuyoruz. Bu da kalitemizin yavaş yavaş düştüğünü gösteriyor ki, ne acı!
Devamı: https://www.dunyabizim.com/hikmet/ne-buyurdu-efendimiz-susan-kurtuldu-h42356.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.