Bir olay, yaşanıp bittikten sonra en iyi açıklayana "tarihçi" denildiğini bilmem duydunuz mu?
Şimdi, seçimler sonuçlandı ya değişik meslek gruplarına mensup pek çok kişi 30 Mart tablosunu kolaylıkla açıklayabiliyor.
Oysa daha birkaç gün öncesine kadar temennileri ile tespitlerini birbirine karıştırıyorlardı.
Tabii, şöyle sorabilirsiniz:
"İyi de kardeşim sen ne dedin?"
Bunun için öyle çok uzağa gitmeye gerek yok... 17 Aralık 2013'ten bu yana yazdıklarımız ortada. Ama isteyen son üç-dört yazıyı okuyabilir. Gerek siyasi gerekse ekonomik içerikli yazılarımda miting meydanlarında öne çıkan mesajlar sadeleştirilerek bu sütunlardan yansıtıldı. Bu yetmedi, yabancı yatırımcıların satın aldığı senaryo da perde arkası bilgilerle aktarıldı: "42 -/+ 2 puan."
Yani, içerideki çarpık koalisyonun tüm girişimlerine rağmen, dışarıdan bakan gözlerin, siyasi süreci daha gerçekçi analiz ettikleri bir vakıa idi. "Tayyip Erdoğan'ın seçimin galibi olacağı, Çankaya yürüyüşünde moral bulacağı, ekonomideki temel doğrultunun AK Parti'nin bilinen çizgisinde ilerleyeceği" gibi çıkarımlar küresel fonların New York ve Londra toplantılarının merkezinde kalmaya devam etti.
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/muderrisoglu/2014/04/01/secmenin-uc-mesaji-sandigi-karistirma-piyasayi-bozma-sadece-bana-guven































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.