Merhum ve muazzez hocam, Emin Saraç Hocaefendi’nin baba adı Mustafa, ana adı Hatice olup Tokat’ın Erbaa İlçesi’ne bağlı Tanoba Köyü’nde doğmuştur. Dedesi Nakşibendiyye’den Müderris Üzeyir Efendi Nilesar’da Kesti Camii Medresesi'nde müderristi. Üzeyir Efendi dönemin sayılı âlimleri arasında gösteriliyor. Torunu Emin Efendi 6 yaşında dedesinin yanında Kur’an-ı Kerim’i hatmederek hafızlığa başladı.
Emin Saraç Hocam’ın ağabeyi Bahâedddin Efendi, kardeşleri Osman ve Yusuf ile kız kardeşleri anne ve babaları tarafından Kur’an okumanın ve öğretmenin suç sayıldığı dönemlerde Kur’an hafızı olarak yetiştirildiler. Babası Hafız Mustafa Efendi, o dönem de çocuklarına Kur’an okuttuğu için mahkemeye çıkarıldı. Hâkim, ‘’Sen çocuklara Kur’an okutuyormuşsun, bu doğru mu? diye sorunca o kükreyen bir arslan şecaatiyle şu tarihi cevabı vermiştir: ‘’Hâkim Bey, ben çocuklara kimsenin canına, malına ve ırzına tasallut etmeleri için bir şey öğretmiyorum; ben onlara Kur’an-i Azîmüşşân’ı okutuyorum!” Ancak yine de muhakeme neticesinde 6 ay hapis cezası verilmiştir.
Rahmetlik hocam bu ve benzeri olayları anlatırken çocukluğunda yüreğine işlemiş ve silinmez bir ıstırabın te’siriyle her seferinde gözyaşlarını tutamazdı. Aslında o dönemlerde bu olay, sadece Tokat’ın bir köyünde yaşanan basit bir olay değildi; bu baskılar sebebiyle bütün Türkiye sathında nice Müslüman’ın canı yanmıştı. Ancak insanımızın çektiği bu acılar tarihin külleri altında unutturulmaya çalışılmıştır. Ciğeri yanan dedelerin yaşadığı bu yürek acılarını, torunlara aktaracak romanlar, edebiyatçılar eserlerini kaleme alsalar, yalan tarihimizin yaşanmış gerçeklerini yazmış olurlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.