aroluşun merkezi olarak kalbi görüyorsunuz ve kalp eksenli bir telakki tanımlıyorsunuz son kitabınız ‘Kalpten’de. Kalp nasıl olur da varoluşun merkezi ve vahyin muhatabı olmak konusunda bu denli büyük öneme sahip olur?
Benim ilahiyatla ve bilimle ilgilenen ve okura “Bu, budur.” diye yazan arkadaşlarımızın düşünme ve kitap yazma biçiminden bir farkım var. Ben daha çok soru sormaya gayret ediyorum ve günümüzde en sorulması gereken soruları bulmaya çalışıyorum. Kendimce de cevaplar verip bunu okurla paylaşıyorum. Derdim, soruya cevap ararken okurla birlikte ufkumuzu genişletmek… ‘Kalpten’ kitabını yazarken de temel soru şuydu: “Bilim ve tıp, onu sadece kan pompalayan bir organa indirgediği hâlde, insanlar niye kalbe birçok önemli anlam yüklemeye devam ediyor?”
Kalbin anlam dünyamızda tam olarak ne olduğunu, özellikle Kur’an-ı Kerim’in neden ‘kalp ile akletme’yi sürekli vurguladığını düşündükçe yeni olduğunu sandığım bazı saptamalar yapabildim. Bunlar, öyle saptamalardı ki önceki düşünce serüvenimi, akıl ve siyaset eksenli olan bakışımı hayli değiştirmeme yol açtı.
Devamı: https://www.insaniyet.net/prof-dr-erol-goka-kalbin-kokeninde-merhamet-var/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.