Osmanlı’nın devlet anlayışı; dinamikleri, arşiv çalışmasının ehemmiyeti, Anadolu Beylikleri, ‘kimlik’ ve ‘biz’ kavramları, tarihî diziler öne çıkan başlıklardan. Prof. Dr. Emecen’in sözlerinden gençlerin, tarih araştırmacılarının ve tarihe ilgi duyan herkesin alacağı notlar olacağını düşünüyorum.
Türkiye’nin son dönemde yetiştirdiği en seçkin tarih otoritelerinden birisiniz. Başa dönüp soralım; sizi tarihçi olmaya sevk eden ve teşvik eden sâikler nelerdi?
Öncelikle öyle seçkin bir tarihçi olup olmadığım hakkında kendimce kuvvetli şüphelerim olduğunu açık söyleyeyim. Hele otorite, hiç öyle olduğumu sanmıyorum. Ben kendi çapında biraz da şahsi merakının peşinde koşan anlamaya çalışan ve bunu da kaleme alanlar safında ancak yer alabilirim.
Tarihçiliğe sevk eden sebepler diye soruyorsunuz, böyle bir sebep için hemen pek çok kimse gibi bilinmeyen geçmişe olan merak şeklinde bir açıklama getirebilirim. Önceleri bunu bir “meslek” olarak hiç düşünmüyordum. Aslında meslek demek de pek doğru tanımlama olmadı ama anlaşılması için böyle dedim.
Üniversite tercihlerinde tarih bölümü ilk sırayı tabii ki almıyordu fakat tercihler arasında baş sıralara doğru onu da yazmamı sanki sihirli bir el işaretletti. Demek ki bu yolda bir kısmetimiz varmış, fakülteye girince de kitapların, arşivlerin atmosferi, bilinmeyenlere uzanma yolunda uçsuz bucaksız bir alanla karşı karşıya kalma vs. söz konusu yolu açmış oldu.
Devamı: https://www.insaniyet.net/prof-dr-feridun-emecen-osmanlinin-dinamiklerini-hala-anlamaya-calisiyoruz/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.