"Ne söylediğimiz ne yazdığımız mühimdir. Ondan daha mühimi ise nasıl söylediğimiz, nasıl yazdığımızdır. Peş peşe gelen kelimeler muhatabımıza meramımızı anlatabilecek mi? Yoksa sadece kafasını mı karıştıracak? Cümlelerimiz ne anlatmak istiyorsak yalnızca onu mu söyleyecek yoksa zihnimizde karmakarışık dolaşan fikirler bir torbadan dökülürmüşçesine etrafa mı saçılacak?" Zeynep Odabaş yazdı.
“Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Balıla yağ ede bir söz”
Yunus Emre
Konuşmamızın ve yazmamızın aracı olan kelimeler yeryüzünde sadece insana bahşedilmiş olan büyük bir nimettir. “Ve (Allah) Adem’e isimlerin hepsini öğretti.”[1]
Kelimeleri, asıl sahibinin yani onları bize verenin bizden istediği şekilde kullanmaya gayret etmek bu nimete şükrün en güzel yollarından. Rabbimiz, boş sözlerden kaçınmamızı, sözü güzelce ve dosdoğru söylememizi ister. Biz ancak bu isteklere uyarsak sözü israf etmemiş, aşırıya kaçmamış oluruz.
Devamı: https://www.dunyabizim.com/portre/sozu-uzatmadan-akli-bulandirmadan-yunus-emre-h43574.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.