Bu kalpsiz ideolojinin insanlığa hazırladığı korkunç istikbal, nazariyecilerin şairane palavralarına rağmen sahneye çıkar çıkmaz sezilmişti.
1.Kısasü’l-Enbiyâ (Peygamber Kıssaları), Nasiruddin Bin Burhanuddin Rabguzî, (Çeviren: Dr. Aysu Ata), Tarih, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1997.
- varaktan,
“Bir gün Resul (a.s.) söyledi: O gelince beni dağdan indirdi, adağını yere yatırdı, bir pınar belirdi, kendi taharet yaptı, bana da yaptırdı. İki rekât namaz kıldı, ben de onunla namaz kıldım, ondan sonra söyledi: “Ey Muhammed (s.a.s.) namaz budur.” Cebrail’in yeşil elbisesi vardı, o vakit Hatice (r.a) iman getirdi. Üç güne değin bu haber Mekke’de yayıldı. Ali (r.a.) gelip sordu: “Ya Muhammed (s.a.s.) bu, ne iştir?” Resul cevapladı: “Bu, Tanrı’nın dinidir. Bu dine girer misin?” Ali (r.a.) cevapladı: Atalarımızın dininin tersine değil mi? Bir zaman düşüneyim.” Bir zamandan sonra gelip iman getirdi. Mekke halkı (şöyle dedi): “Muhammed ve Ali birleşti. Derhal bu ayet nazil oldu: “Nûn. Kaleme ve kalemin yazdıklarına andolsun ki, / (Ey Peygamber!) Sen cinlerden ilham alan dengesiz biri değilsin. Bilakis Rabbinin peygamberlik lütfettiği birisin.” (Kalem (68) 1-2) Ondan sonra Resul (a.s.) iki rekât namaz kıldı, Mekke’den hicret kılıp Medine’ye varmazdan iki yıl önce, Miraç Gecesinde bu beş vakit namaz farz oldu.” (s. 276-277)
Devamı: https://www.insaniyet.net/tadimlik-kitaplar-8-2021-haziran/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.