Tıp ise çağa göre değişiklik arz edip, gelişme gösterdiği zannedilse de, insanlık “El-Kanun fi’t-Tıbb” gibi bir eser daha yazamamıştır. İslam’ın hiçbir doğrusu zamanla değişmez. Zamane bilgisi ile çatıştığı noktalar olsa da, zaman içinde modern tıp ve bilim de hep kendi kendini yalanlamış, -bunu itirafa yanaşmasa da- eninde sonunda İslam’ın ve Tıbb-ı Nebevî’nin doğrularına gelmek zorunda kalmıştır.
Hadis-i Şeriflerde ilmin ‘din ve beden’ olmak üzere iki şubeden müteşekkil olduğu belirtilir. Hz Peygamber (s.a.v.) insanlığa hem din, hem de beden ilimlerini öğretmiştir. Beden ile ilgili nasihatlerine ‘Tıbb-ı Nebevî / Tıbbü’n-Nebevî’ denilir.
Tıbb-ı Nebevî, hem Kur’an-ı Kerim’deki, hem de Hadis-i Şeriflerdeki (Sünnet-i Seniyyedeki) beden yani tıp ilgili emir ve nehiyler bütününe verilen isimdir. Bu hem beslenmeyi, hem koruyucu hekimliği, hem de kısmen tedavi usulleri ve ahlâkî umdeleri ihtiva eder.
Devamı: https://www.gzt.com/gercek-hayat/tibb-i-nebevnin-asli-neye-dayanir-ve-hl-gecerli-midir-3562549































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.