Topyekûn bir millet olarak siyasette, sanatta, edebiyatta ve mimaride estetik duyarlılığı, kaliteyi yitirmiş gibi görünüyoruz. Siyasetimiz dedikodudan, sanatımız yozluktan, edebiyatımız kasıntıdan, mimarimiz toprağın bağrına hançer gibi saplanmış betondan ibaret. Niceliğin egemenliğinde niteliğin yitişine şahidiz. Her şey çok, varlık içinde yüzüyoruz ama hayatımızda, yaşantımızda yüksek bir kültürün ve medeniyetin izdüşümü yok. Elimize geçen, bize verilen ne varsa adeta yağmalıyoruz. Denizi, toprağı, dağları, taşları, şehirleri… İnsanlığın yeryüzünde bulunma serüvenine yön veren paradigma kazanmak, başarmak olmuş. Ne olursa olsun kazanmak… Büyük fikirlerin, büyük kafaların, büyük adamların, engin düşüncelerin olmadığı, bütün iddiaların birer birer var olana dönüştüğü, iddiaların ancak var olana dönüşme oranında anlam kazandığı bir dünya…
Devamı: https://www.dunyabizim.com/portre/turgut-cansever-in-degeri-hlen-anlasilamadi-h19533.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.