 Fizan’dan Turan’a Değişim ve İslam, Tunus’ta bir gencin işporta tezgahına el konulması sonrasında kendisini yakmasıyla tetiklendiği varsayılan ve ‘Arap baharı’ olarak ta nitelendirilen değişim sürecinin ele alındığı konuşmada, ‘İslam ülkeleri’ ifadesi de olmak üzere özellikle Şiilik-Sünnilik üzerinden değişimin değerlendirilmesinin imkanlılığı ele alınmıştır. Temel sorular sorulmuştur; Şiilik ve Sünniliğin kendi içinde muhalefeti olmaması temel problematik olarak ortaya konulmuştur. Tek tipçi, iktidar endeksli, yerel tepki ve yaklaşımların İslam dünyasında yarattığı tarihsel sancılar ele alınmıştır. Fizan ve Turan metaforik imgeleri üzerinden yaklaşık dokuz bin kilometrelik coğrafya üzerindeki mevcut sosyo-politik yaklaşımlar ve gösterilen tepkilerin değişimi kucaklama kapasiteleri değerlendirilmiştir. Değişim sürecindeki temel yaklaşımlar kategorize edilmiş, geleneksel İslami retorik ve zihniyetin büyük değişimler karşısındaki handikapları, 8-16 asır batı dünyası ile mukayeseli olarak değerlendirilmiştir. Magna-Carta, demokrasi, evrensel insan hakları, Avrupa birliği değerleri, Kopenhag kriterleri bağlamında İslam ülkelerinin yapması gereken zorunlu açılımlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak, ‘hilful-fudul-erdemliler birliği’ benzeri çok kısa, açık ve net ‘ortak üst ilkeler’ üzerinden yeni bir dayanışma ve işbirliği modeli önerilmiştir. Bu modelin imkanlılığı tartışmaya açılmıştır.
Fizan’dan Turan’a Değişim ve İslam, Tunus’ta bir gencin işporta tezgahına el konulması sonrasında kendisini yakmasıyla tetiklendiği varsayılan ve ‘Arap baharı’ olarak ta nitelendirilen değişim sürecinin ele alındığı konuşmada, ‘İslam ülkeleri’ ifadesi de olmak üzere özellikle Şiilik-Sünnilik üzerinden değişimin değerlendirilmesinin imkanlılığı ele alınmıştır. Temel sorular sorulmuştur; Şiilik ve Sünniliğin kendi içinde muhalefeti olmaması temel problematik olarak ortaya konulmuştur. Tek tipçi, iktidar endeksli, yerel tepki ve yaklaşımların İslam dünyasında yarattığı tarihsel sancılar ele alınmıştır. Fizan ve Turan metaforik imgeleri üzerinden yaklaşık dokuz bin kilometrelik coğrafya üzerindeki mevcut sosyo-politik yaklaşımlar ve gösterilen tepkilerin değişimi kucaklama kapasiteleri değerlendirilmiştir. Değişim sürecindeki temel yaklaşımlar kategorize edilmiş, geleneksel İslami retorik ve zihniyetin büyük değişimler karşısındaki handikapları, 8-16 asır batı dünyası ile mukayeseli olarak değerlendirilmiştir. Magna-Carta, demokrasi, evrensel insan hakları, Avrupa birliği değerleri, Kopenhag kriterleri bağlamında İslam ülkelerinin yapması gereken zorunlu açılımlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak, ‘hilful-fudul-erdemliler birliği’ benzeri çok kısa, açık ve net ‘ortak üst ilkeler’ üzerinden yeni bir dayanışma ve işbirliği modeli önerilmiştir. Bu modelin imkanlılığı tartışmaya açılmıştır.




































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.