 
Türkiye Yazarlar Birliği Sakarya Şubesi’nce Prof. Dr. Hakan Poyraz’ın konuşmacı olarak katıldığı Türk Felsefesi üzerine söyleşilerinden ikincisi gerçekleştirildi. Prof Dr. Hakan Poyraz Söyleşisinin satırbaşları ise şöyle oldu: ‘İstanbul Üniversitesinde yapılan bir toplantıda Bedia Akarsu’nun Türk Felsefesi olur mu? Diye itirazından sonra Türk felsefesiyle ilgilenmeye başladım. Prof. Dr. Rahmi Karakuş’la Türk Felsefesi üzerine çalışırken nasıl bir temel bulacağız? Sorusu karşımıza çıktı. Türkiye’de yoğun bir şekilde felsefe çevirileri yapılmaktadır. Zaten düşünce faaliyetlerinin sonucunda başlar. Felsefe bir kültür ve dil içinde üretilir. Burada temel faktör analiz yapmak. Felsefe kültürün üst düzey etkinliğidir. O halde Türkçenin içinde yapılan felsefe faaliyetine Türk Felsefesi denir. Fransız, İtalyan, İngiliz, felsefesi olduğuna göre Türk Felsefesi de olabilir. Bu çerçevede Türk Felsefesi; 1- Türk kültür dairesi içinde ortaya konulur. 2- Türkçenin mantığı içinde yapılan bir faaliyettir. Türk felsefesi nihayetinde bir felsefe yapma tarzıdır. Felsefi sorunları bu dilin mantığı içinden açıklamaya çalışmaktadır. Her dil felsefe yapma olanağına sahiptir. Eksik olan dil değil dilin işlenmesidir. Her dilin varlığı anlama tarzı diğerinden farklıdır.’ Söyleşi katılımcıların soruları ile tamamlandı.




































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.