• İstanbul 18 °C
  • Ankara 22 °C

Musikimiz neredeyse 'şarkı'yla ifade edilir oldu

Musikimiz neredeyse 'şarkı'yla ifade edilir oldu
Yrd. Doç. Dr. Bedri Mermutlu Hoca Bursa'da dünya coğrafyasından öğrencilerle müzik üzerine bir sohbet gerçekleştirdi. Ahmet Serin etkinlikten notlarını aktarıyor.

Bursa’nın manevi dokusuna renk veren kadîm Seyyid Usul Dergâhı, şimdilerde önemli bir kültür merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Bu merkezde, özellikle Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Şubesi’nin daha çok üniversite öğrencilerine yönelik etkinlikleri hız kesmeden devam ediyor. Bu etkinliklerin hemen hemen hepsi kültür- sanat-düşünce etkinlikleri. Bu etkinlikler hak ettiği ilgiyi buluyor mu, diye sorsak, vereceğimiz yanıt koca bir “Hayır!” olur. Ama bu etkinlikler hak ettiği ilgiyi bulamasa bile, sonuçta kültür- sanat-düşünce etkinlikleri çile isteyen etkinlikler olduğu için taliplerle yapılmak zorunda. Şükür ki talipler var ve şükür ki taliplerin azlığını çokluğunu düşünmeden onlarla hemhal olan diğergam insanlarımız var.

Seyyid Usul Kültür Merkezi’nde, Yrd. Doç. Dr. Bedri Mermutlu Hoca konuştu 14 Mart Cumartesi günü dünya coğrafyasından öğrencilere. Yrd. Doç. Dr. Bedri Mermutlu Hoca, Doç. Dr. Hasan Basri Öcalan’la birlikte Türk kültür hayatına “Bursa Hazireleri”, “Emir Sultan Mezarlığı” gibi devasa eserleri kazandıracak kadar Osmanlıcaya ve Osmanlı tarihine vakıf olmanın yanında, bir müzikolog aynı zamanda. Hocanın Seyyid Usul Kültür Merkezi’ndeki sohbeti de müzik üzerineydi. Bedri Hoca, müziğin kadim zamanlarından günümüze bir yolculuğa çıkardı dinleyenleri. “Müzikte klasik nedir? Klasik olmak eski olmak mıdır? Batı ve Osmanlı müziğinde enstrümanın yeri nedir?” gibi kışkırtıcı sorulara yanıt aradı.

Öncelikle, içinde müziğin de yer aldığı sanatın dönem olarak ikiye ayrıldığı bilgisini aktaran Bedri Hoca, konuyla ilgili şu sözleri söyledi: “Günümüze gelinceye kadar sanat, çok genel olarak ikiye ayrılır. Bunları biz şimdilik A) Eski Sanat, B) Modern Sanat olarak isimlendirelim. Tarihi dönem olarak Eski Sanat, Antik dönemden başlayıp Ortaçağ ile devam eden ve Rönesans ile son bulan bir dönemi kapsamaktadır. Modern Sanat ise Klasik Sanat, Romantik Sanat ve Çağdaş Sanat olarak üç döneme ayrılır.

Bu üç dönemin kendilerine ait çok önemli özellikleri vardır. Klasik dönemde müzik arıdır. Armoni ve tonalite hâkimdir. Söz ön planda değildir. Romantik sanat döneminde ise sözün etkisi artar, dramatik müzik yavaş yavaş etkisini hissettirir. Çağdaş dönem sanatında ise müzikte tüm öğeler yer alır. Bir anlamda bu dönem, bir sentez dönemidir.”

Müzikte klasik kavramı ne anlama gelir?

Bedri Mermutlu, klasik kavramına da açıklık getirdi. Birçoğumuzun ya anlamını bilmediği ya da yanlış bildiği klasik kavramını, müzik özelinde şöyle tanımladı Bedri Mermutlu Hoca: “Klasik kavramı, müzik eserlerinde örnek olabilecek evrensel bir mükemmelliği, tarihsel akımların birleşimini, üslup ve biçim özdeşliğini, orantıyı, mutlaklığı, temizliği, açık seçikliği içerir. Ezgi, armoni, ritim sorunları en ideal çözüme varmış olmalıdır.”

Rönesans sonrası müzik

Müziğin tarihsel gelişimi hakkında bilgi veren Bedri Mermutlu Hoca, Batı’da Barok dönemin gösterişli ve abartılı tarzıyla insani olana yabancılığına karşın Viyana Klasikleri’yle birlikte müziğin tekrar duyarlılığa kulak verip ciddi olanla samimi olanı birleştirebildiği ve manevileşmeye doğru bir derinlik kazanmaya başladığını söyledi. Bunu başarabilen öncü müzik adamları ise HaydnMozart ve Beethoven’di. Barok müzik aristokrasinin müziği olmuştu; klasik müzik ise burjuvazinin müziği oldu. Klavsen, Barok müziğin baş sazı olarak aristokrasinin sazı olurken piyano klasik müziğin temel sazı olarak burjuvazinin sesini terennüm etti.

Fransız Devriminin müziğe etkisi

Bedri Mermutlu Hoca, Fransız Devrimi'nden müziğin de etkilendiğini söyleyerek bu etkiyi şu sözlerle anlattı: “Devrimin ardından yüksek soylu kesim, müzisyenlerini himaye edemez oldu. Virtüöz ve besteciler serbest çalışmaya başladılar. 18. yüzyılın son çeyreği konserlerin de bildiğimiz anlamda ortaya çıkmaya başladığı bir dönem olmuştur. Aristokratik mahfillerden uzak düşen müzik böylelikle kitleye açıldı. Beethoven klasikten romantiğe geçiş çizgisinde yer almıştır. Geçmişi koruyarak geleceğin yolunu açmış dahi bir sanatkârdır.”

Klasik musikimiz

Batı müziğinin esas olarak enstrümana, Türk müziğinin ise insan sesine dayandığını söyleyen Bedri Mermutlu, klasik müziğimiz ve klasik müziğimizin ustaları hakkında şunları söyledi: “Klasik musiki, modası geçmiş musiki demek değildir. Klasik kurallara uygun olarak yapılmış, zamanı aşan musiki demektir. Bu anlamda, çağdaş bir eser de klasik olabilir ya da sonraki çağlarda da klasik eserlerden zevk almaya devam edilebilir. Batı musikisinde klasik dönem dendiği zaman Bach ile Beethoven arasındaki dönem akla gelir. Bizim musikimizde ise, genel olarak Dede Efendi’ye kadar olan dönem anlaşılabilirse de DellalzadeZekai Dede gibi bestekârlarla klasiğin devam ettirildiğine şahit oluruz. Yirminci yüzyıl bestekârlarımız arasında bile klasik beste yapanlara rastlamak mümkündür. Klasiğin tamamen dışında kalan bestecilerimiz de vardır. Bunların arasında Hacı Arif Bey’i özellikle anmak gerek. Hacı Arif Bey, çok güçlü bir bestekardı ve şarkı formunda eserler besteleyerek diğer klasik formlara itibar etmemiştir. Şarkı formuyla birlikte güfte de önem kazanmıştır. Kendisinden sonra gelenler de Hacı Arif Bey’in açtığı yolu izleyerek şarkı formuna ağırlık vermişlerdir. Bu şekilde diğer türler gölgede kalmış, musiki neredeyse şarkıyla ifade edilir olmuştur.”

Bedri Mermutlu Hoca, teorik olarak anlattıklarının daha iyi anlaşılmasını sağlayacak örnekler dinleterek sohbetine son verdi.

 

Ahmet Serin bildirdi

www.dunyabizim.com

Bu haber toplam 1060 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim