“Her insanda 60 duygu çeşidi yaratılmıştır. Bu duygular eğitildiğinde iyi insan yetişir. Ancak eğitim sisteminde sadece aklı eğitip duyguları eğitmezseniz iyi doktor, iyi mühendis vs. yetişir ancak insani (ahlaki) değerleri eksik olur. Eğitim görmüş insanlarımızın yanlış yapmalarının altında bu husus yapmaktadır.”
Daha sonra duyguları tarif eden İzzettin İçin konuşmasına şöyle devam etti:
“Duygu; bir olay, kimse ya da nesnenin insanın iç dünyasında oluşturduğu, uyandırdığı yankı, etki, tepki, izlenim demektir.
Duygular, olumlu ya da olumsuz olabilir.
Duygular kişinin yaşamına yön veren özelliktedir. Olumlu olduklarında yaşama olumlu özellikler katar, olumsuz olduklarında ise yaşamın her alanında kendilerini fena halde gösterebilirler.
Kişilerarası ilişkilerimizde de duygularımız bize yol gösterir. Olumlu duygulara örnek olarak; gayret, alçakgönüllülük, cömertlik, sevgi, kanaat, doğruluk, cesaret, vefa, güvenilirlik, sözünde durmak vs. gösterilebilir.
Olumsuz duygulara da; kibir, kıskançlık, ikiyüzlülük, aç gözlülük, kendini beğenmek, yağcılık, kin beslemek, korkaklık, düşmanlık gibi duygular örnek gösterilebilir. Duygular ehlileştirilmedikleri veya eğitilmedikleri sürece, insan yaşamını alt üst edebilir. Çünkü duygularımız diğer insanlarla olan ilişkileri etkileyen unsurlardır.
Duygular, kişilerin mantıklı ya da mantıksız düşünmesini etkiler. Ayrıca duygularımız, bizleri diğer insanlardan ayıran en önemli özelliklerimizdir.
Akıl kalbe doğrusu budur, böyle yap der. Evet, hepimiz, bunları biliyoruz, her şeyi öğrendik diyelim ama neticede bildiğimiz gibi olamıyoruz, bildiğimizi yapamıyoruz. Peki, şimdi ne yapacağız? Çare? Her şeyin çaresi vardır. İki şeyin çaresi yoktur. İhtiyarlık ve ölüm…
Tek çare şudur ki; duyguları eğitmek. İnsanın duygularının eğitilerek orta yere getirilmesi gerekir. Bu iş te eğitim ile olur. Bizler eğitim sistemimizde sadece aklı eğitiyoruz. Bu sayede çok iyi matematik, coğrafya, fizik vs. öğretiyoruz. Ancak yetişen doktor, mühendis, iş adamlarımızın duyguları zamanında eğitilmediği için sadece tahsil doğru doktor, mühendis ve iş adamı yetiştiremiyor.
Her insanda gayret duygusu vardır. Fakat zamanında eğitilmediği için bu gayret ya öfke gibi aşırı bir uç, ya da rezillik (yağcılık) gibi bir diğer aşırı uç olabiliyor. Hâlbuki gayret duygusu insana kendisini, namusunu, ailesini, vatanını korumak için gereklidir. İşte eğitilmeyen gayret duygusu kontrolsüz öfkeye dönüşür ve böyle bir insan en ufak bir hadisede patlar. Sonradan pişman olacağı işler yapar.
Bunun bir diğer aşırı ucu da gayretsizliktir. Bu da insanı ayaklar altında paspas haline getirir.
Kanaat duygusu eğitilmemiş bir iş adamı işlerine hile de katar, kazanmak için herkesin üzerine basarak gitmesine engel olunamaz.
Merhamet duygusu eğitilmemiş mesela bir doktora parasız ameliyat yaptıramazsınız. Bir gazeteciye doğru haber, bir öğretmene fedakârlık, bir siyasetçiye vatandaşa samimi hizmet yaptırmak çok kolay değildir. Bu gibi misalleri artırmak mümkündür.
Dolayısıyla çare, daha küçük yaşlardan başlayarak duygular eğitilmeli ve böylece insanlar gerçek hayata hazır hale getirilmelidir. Unutulmalıdır ki; toplumun çimentosu da ancak budur.
Seminer sonunda İzzettin İçin, son yayınlanan “Beni Arıyorum” kitabını imzaladı. Katkılarından dolayı İçin’e teşekkür eden okul müdürü Şakir Kayaalp bu eğitimlerin devam edeceğini söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.