• İstanbul 17 °C
  • Ankara 15 °C

15 Temmuz Gazisi Vasfi Yılmaz: Bylockçular vatandaşlıktan atılsın

15 Temmuz Gazisi Vasfi Yılmaz: Bylockçular vatandaşlıktan atılsın
15 Temmuzun üzerinden bir yılı aşkın süre geçti. Bu süre içinde Fetöcü hainlerin ihanetlerinin büyüklüğü kadar milletimizin yiğit evlatlarının kahramanlıklarının da büyüklükleri ortaya çıktı.

Kimi tanklara meydan okudu kimi silahlara karşı göğsünü dik tuttu. Vatan onlara minnettar. Kahramanlarımızı unutmayacağız unutturmayacağız. Gerek devletimizin gerekse vatandaşlarımızn kahramanlarımıza ziyaretleri sürmeli. Biz de bu düşünceyle tanklara direnerek yaralanan 15 Temmuz’un sembol isimlerinden Gazi Vasfi Yılmaz ile hem o geceyi hem de üzerinden geçen bir yılı değerlendirdik

Siz 15 Temmuzda adeta tarih yazdınız. Havalimanına gitmeye nasıl karar verdiniz

Edirnekapı’dan yola çıktık metrobüs durağına göre çıkacaktık polisler köprülerin tutulduğunu söyledi. Bizde havalimanına doğru yola çıktık. Sağ olsun bir vatandaş bizi arabasına aldı.Cumhurbaşkanı herkesi hava limanlarına, meydanlara davet etti dedi. Ben de onunla birlikte Havalimanına gittim ve direnişe başladık.

Tankın önününe hangi düşünceyle geçtiniz?

Benim tankın önüne geçmemdeki amacım; havalimanına geldiğimizde özel harekat polisleriyle ne yapmamız gerektiğini konuştuğumuzda bir şey yapmak istiyorsanız havalimanının kule önünün tutulması gerektiğini, hainlerin kulede olduğunu, kulenin dış emniyetini almamaları gerektiğini söylediler. Biz de 100-150 kişilik bir grupla kulenin önüne dizilmiştik. Silah sesleri duyuldu. Silah sıkarak buraya geldiklerini görünce bu sese doğru hamle yaptık. Normalde silah sesini duyan insanlar yere yatar, sağa sola kaçar. O gece öyle bir şey yoktu, insanların yüreklerinden korku alınmıştı. Tek korku da vatanı kaybetme korkusuydu.

Silah seslerine doğru yürüdük. Orada bir kamyon bir arkadaşımızın ayaklarının üzerinden geçti. Onu kenara yere bıraktım. Dönüp baktığımda kule yolunun açık olduğunu gördüm. Yapmam gereken bir şey vardı, o tankın oraya gitmemesiydi. Ben bedenimle karşı durmam gerektiğini düşündüm. Yapacak başka bir şeyim yoktu. İnsanların elinde sadece bayrak vardı. Yani taş bile yoktu. Ama şunu düşündüm, ‘ya ölürsün ya da sağ kalırsın, sakat kalırsın.’ O esnada bir mesaj geliyor ‘Sen yapman gerekeni yap, durman gereken yerde dur gerisini düşünme.’ Bir an içinizdeki bütün korku alınıyor. O güvenle tankın önüne geçip durdum. Daha sonrasında yaralandım ama baygınlık geçirmedim.

Tankın önünde hiç korku gelmedi mi üzerinize?

Korkunun K’si bile yoktu üzerimizde. O takdiri ilahi o gece gökten melekler indi bu insanlara yardım için. Onu hiç kimse inkar edemez, o anlık birşey ama şunu rahatlıkla söylebilirim o gece yüreğimden aldığı korkuyu bir daha geri vermedi. Şimdi yani öyle birşey ki bu korku bir daha bende yok şimdi.

Yaralandıktan hemen sonra Hastaneye gitmediniz mi?

 Yürüyebildiğim için baygınlık geçirmedim. Hastaneye de gitmedim. Ben orda biraz dinlendim. Bir darbe aldım ama çokca net karar veremiyordum, konuşamıyordum. Biraz dinlendikten sonra dışarı çıktım tekrar pansumanlarımı değiştirdiler. Iki buçuk civarıydı. Atatürk havalimanı kulesine Türk Bayrağı dikildi. O son patlamalar esnasında da ordaydım ilginçtir. Benim aklıma gelmedi resim çekeyim, kamera kaydı yapayım, telefonumu kaybetmemiştim yapmadım. Şunu çok iyi hatırlıyorum. Bir tank bana çarptığında gögsümü gerdim ona liseli cocuklar dikleşir ya birbirlerine böyle onu çok iyi hatırlıyorum. Ikinci en iyi hatırladığım şey o son ilk patlama esnasında tabi biz o zaman bilmiyorduk son ilk patlama olduğunu bomba sesini duyduğunuz da herkes yere yatmıştı  ayakta  bir tek ben vardım.  Oturduğum semtten arkadaşlarla karşılaştık. Orda pantolonumdan beni çekiyor abi ya yatsana diyor. Bende diyorum ki atılan atıldı. Yani yatmaya gerek yok. Nereye atıldıysa gidip yardım edelim. O bomba patladı. Patladıktan sonra kaçamazsın yani o seni bulacaksa buluyor zaten yatmanında bir anlamı yok. Varsa yaralı ya da nereye atıldıysa gidelim yardım edelim diye sağa, sola bakındığımı hatırlıyorum.

Hastaneye kim götürdü sizi?

Daha sonradan hastaneye gitmem gerektiğinin kararını verdim.   Sefaköye kadar yürüdüm Mehmet Akça isimli Malatyalı kardeşimiz sabaha kadar yaralılara yardım etmiş, yaralı taşımış en sonki yaralısıda ben oldum. Avcılardaki hastaneye kadar götürdü. Tekerlekli sandalyeye oturdum tomografilerimiz, rötgenlerimiz çekildi. Ayakta girdim, ayakta çıktım. 16 Temmuzda 17:55 gibi Atatürk hava limanına tekrar geri dönüp bu hainlerden şikayetçi oldum. Orda bir saat beklettiler. Davamın arkasındayım ben sonunda bunun ölüm de olabilir ama ölümden yana bir sıkıntı yok. zaten bir kere öleceksin yani hiç olmazsa hakkını vererek ölmek  gerek.

Vatan için ölüm gelecekse varsın gelsin.

Şimdi bir yıl geçti İşgal girişiminden sizce FETÖ ile yeteri kadar mücadele ediliyormu?

Şimdi onu siyasiler daha iyi bilir de bizim bakış açımız söyle  mücadele etmek çok zor, zor bir şekilde ilerliyoruz şimdi aynı hastaya aynı anda beş, altı ameliyat yapamazsın bir ameliyat yapacaksın iyileşecek sonra diğer ameliyata geçeceksin buda onun gibi birşey

uzun sürecek uzun soluklu bir mücadele belki 10 yıl belki 15 yıl sürecek ama nihayetinde bitecek aklıma gelen birşey söyleyeyim bu bylockçular 6 ile yada en üst sınır 7,5 ile ceza alıyorlar geçenlerdeki bağcılardaki bylockçulara bir hakimimiz bizim 10 yıl 6 ay hapis verdi. Büyük bir yankı uyandırdı bence bu az zaten bunlar potansiyel suçlu kullandıkları haberleşme ağı bu örgütün haberleşme ağı ve aktif insanlara verilen bir haberleşme ağı 6,5 yıl 7 yıl ceza alan 3,5 yıl yatıp çıkacak tekrar aramıza girecek ben bunu istemiyorum. Bunlar cezalarını çeksinler vatandaşlıktan çıkartılıp sınır dışı edilsinler temizlediğimiz kanser hücrelerini tekrar vücüdumuza entegre edeceğiz yani tekrar içimize alacağız bu insanları bizler tanımıyoruz o insanlar bizleri tanıyor. Ne zaman nerde ne yapacaklarına çok rahat karar veriyorlar vatandaşlıktan çıkartılması noktasında bir KK bekliyoruz.

Bir yıllık bir süreç zarfında sizinle ilgili unutamadığınız bir anınızı paylaşırmısınız?

En etkilendiğimi anlatayım çok uzun zaman olmadı. Şurda bir ay bir bucuk ay önce oldu bir tranwayda geliyordum bir beyfendi yanıma yaklaşıp geçmiş olsun, Allah razı olsun teşekkür ederim derim. 15 Temmuz gazizisiniz dedi.

Bizim de enterasan bir olayımız var dedi. Onu anlatayım dedi buyrun dedim.

Hanımlar işte bilirsiniz evden hazırlanmakta biraz uzun sürer erkekler işte kapının önünde bekler hanımlar geç çıkar o gece tam tersi oldu biz bu olayı duyduk öğrendik televizyondan. Hanımı demiş ki hadi bey kalkalım abdestimizi alalım namazımı kılalım dışarı çıkalım, Oğlumuz  dışarda  ona da haber verelim oda havalimanına gelsin direk demişler. Kalkmışlar beraber abdestlerini almışlar namazlarını kılmışlar bunlar bilinçli insanlar ben hani bu konularda pek bir bilgim yoktur. Bir baktım ki diyor dışardan hanım seslendi çıktım ki şaşırdım diyor hanım dedim nasıl oldu bu erkenden hazırlandın.

Evde durulacak bir akşam değil hadi demiş geç kalmayalım kapıyı çekmiş kapıyı kitlemiş burası çok enterasan kilidi  kırmış hanımı. Kocası demişki ne yaptın hanım, hanımı demiş ki bu gece eve dönmek yok bey bu gece hiç kimse eve dönmeyi düşünmesin o arada da oğluyla telefonla görüşmüşler işte oğlu demiş ki anne çok yorgunum bitkinim yollar karışık bir an önce eve geleceğim annesi demiş ki bu gece eve gelmek yok biz hava limanına gidiyoruz sende hava limanına geleceksin kilit kırık demiş.

Sizi arayan bir vatandaşımızın anısını anlatır mısınız?

Mustafa bey bizim 15 Temmuz gazimiz 12 nisan da cumhurbaşkanımızın şehit yakınları ve gazilerle buluşma programı vardı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının tahsis ettiği araçlarla oraya giderken bende ilk defa kendisini arabada gördüm.

Nerede yaralandığını sordum. Atatürk hava limanı kulesinin önünde yaralandım dedi. Sohbet esnasında Orda bir genç  vardı tankın önünde durdu tank ona vurup geçtikten sonra bize öyle birşey oldu ki biz sanki o tankları ellerimizde parçalayacaktık. Büyük cesaret gösterdi. Onu bulsam dedi bir ev vereceğim bir arsa vereceğim ne ihtiyacı varsa vereceğim   çok araştırdım bulamadım. o şehit olmuş dediler.   Benim hakkımda birşeyler öğrenmeye çalışmış. O kişinin ben olduğumu söyleyince  anlımdan öptü teşekkür etti. Sağ olsun işte ev teklif etti, arsa teklif etti ama ben kabul etmedim.

Şu ana kadar sizi kimler ziyaret etti? Yetkililer Gazilerimizle ilgileniyor mu?

Şu ana kadar beni ziyaret eden kaç kişi var, kaymakam bey tabi geldi ilk zamanlarda ilçe sağlık müdürümüz oda hastanede işte bize ilk gelen ilk temasa geçen aile ve sosyal politikalar bakanımızın ilçe görevlileri temsilcileri bide ziyaretlerimiz böyle oldu ama bizi sık sık arayan her aradığımızda açan karşımıza çıkan selim beye çok teşekkür ediyorum. Aile ve sosyal politikalar bakanlığımızın il müdürüdür. Hatta bir gazimiz gece bu adam gerçekten çıkıyor mu diye gece 3 de telefon açıyor ve Selim bey telefona çıkmış. Kendisine gazilerimiz şehit yakınlarımız adına çok teşekkür ederiz.

Cumhurbaşkanımız aradımı? Başbakan aradımı?

Cumhurbaşkanımızlada bir sefer telefonla görüştük, başbakanımız henüz aramadı.

Fetö davalarını takip ediyor musunuz? Bir gazi olarak devletinizden ne talep ediyorsunuz?

Evet. Bir gazi olarak benim devletten ilk talebim bu bylockçuların cezalarını yattıktan sonra mal varlıklarına el konup vatandaşlıktan çıkartılıp aileleriyle beraber sınır dışı edilmesi yani hanımları ve cocukları nihayetinde mikroptan mikrop çıkar. Bir kinle bir nefretle bu topraklarda yürüyecekler ve her fırsatta bu devleti yıkmak adına zarar vermek adına her türlü faaliyette bulunacaklar.

İçerde yattıkları sürede zaten her türlü planı yapacaklar şimdi bir sene geçti bunlar bir sene sonra yargılanmaya başladı bir senede çok büyük hazırlık yaptılar sanki aynı kalemden çıkmış bir savunmaları var birde şunuda gördüm bu benim kendi kanaatım buna karar verecek olan hakimlerdir. Fakat birde onlardan farklı ifade verenlerde var. Bir tane teğmen dinledim. Savunmasu şu yöndeydi. Ben anadoluda yaşayan bir insanım maddi imkansızlıklardan dolayı yedek subaklık askerlikte tezkere bıraktım teğmenliğe devam ettim. 6 ay sonra başıma bu geldi. Ben daha önceden bir askeri eğitim almadım, bir askeri eğitimde bulunmadım. Ben üniversite mezunu bir insanım maddi imkansızlıklardan dolayı iş bulamadığımdan dolayı subay olarak kalmaya karar verdim. 6 ay sonra bunla karşılaştım şunu söylemiyor tahliyemi isterim demiyor şartlı tahliye de isterim demiyorum bunu söyledikten sonra karar sizin hakim bey diyor. Diğerlerine bakıyorsunuz OYAP'taki haczimi kaldırın, evimdeki haczimi kaldırın, arabamdaki haczimi kaldırın hepsi aynı dili konuşuyor. Ceza evinden şikayetçiyim bana iskence yapanlardan şikayetçiyim tahliyemi talep ediyorum olmazsa şartlı tahliyemi talep ediyorum tabi arz ediyorum iş bide öyle birşey söylüyorlar ki kaçma gibi bir şansım yok kaçmak isteseydim kaçardım yani bir ukalalık bir kibir bir gurur almış başını gidiyor.

2500 tane yaralı sanki biz bu devletin arka bahçesinden çıkartık 250 şehidide gökten yerlere indirdik yani sorsan onlar hiç birşey yapmadı. Ben yarın öbür gün bana dava aça bilirler sen niye tankın önünde durdun askeri mukavemetten ceza evine koyacaklar diye düşünüyorum. Devlet devletliğini yapmalı. Acırsanız acınacak duruma düşersiniz.

Peki Recep Tayyip Erdoğan ismi sizin için ne ifade ediyor?

Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanımız Türkiye Cumhuriyeti Devletinin seçilmiş Cumhurbaşkanı. Liderimiz kimi sever kimi sevmez kimi kabul eder kimi etmez nihayetinde saygı duymak zorundadır. 15 Temmuz öncesinde hiçbir siyasi partiye ya da hiçbir camiaya mensubiyetim yoktu. Cumhurbaşkanımız o gün Recep Tayyip Erdoğan değilde Binali Yıldırım olsaydı o çağrıyı yapsaydı ben yine aynı şekilde yine sokağa inerdim Kemal Kılıçtaroğlu Cumhurbaşkanı olsaydı o çağrıyı yapsaydı ben yine sokağa inderdim. Benim tek bir siyasi görüşüm var bu devletin bu vatanın birliği  dirliği bütünlüğü. Ezanımın okunması bayrağımın göklerde dalgalanması benim amacım bu, bu devlete kim hizmet ediyorsa ben ona hizmet ederim. şu an da Cumhurbaşkanımız başta o devlette hizmet ediyorsa bende ona hizmet ederim.

 Bu süreçte sizi en mutlu eden olay neydi?

Beni mutlu eden belki bir başkasına abes gelebilir ama 250 şehitle 2500 yaralı ile bu istila hakaretinin başlamadan bitmesi. Yani bunun sonuçları daha ağır olabilirdi. 48 saat sürmüş olsaydı. Veya 60 saat sürmüş olsaydı. Dünya kamuoyununda Türkiye Cumhuriyetinde demokrasi kalmadı hiç kalmadı diyerek çok uluslu devletlerin Türkiye Cumhuriyetine bir müdahalesi gerçekleşecekti. Bu bir kalkışma darbe hakareti değil  bu işgal operasyonunun basamaklarından birisiydi.  Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz rahmet diliyorum gazilerimize acil şifalar diliyorum ve şunu da söylüyorum o gün kim Allah rızası için sokağa indiyse hepsinden ve ölmüşlerinden mevlam razı olsun. O gün sokağa çıkıp da yara almadan evlerine dönende mevlamın katında Gazidir.Gaziliği ordadır yani onlara gazi diyemezsiniz diye birşey yok. Şimdi bize devlet kart verdi bizi tescilledi ama şimdi bizim bu kartımız yüce yaradanın katında tescillensin bizim için gerçek anlamını bulmuş olur. Beni en mutlu eden bu toprakları çok az şehit ve gazi sayısı ile kurtarmaktır.

15 Temmuz sürecinde sizi üzen ne oldu?

15 Temmuz gecesi yaralanan insanların hastanede bakılmamaları sizi oraya kim çağırdıysa o gelsin baksın bazı kurumlarda yaşaladığımız sıkıntılar.

Bir de şu var iç güvenlik gazileri ile 15 Temmuz gazilerini ayrıştırmak amaçlı bazı söylemler var. Bunlar işte gerçek gazi 15 Temmuz gazileri Tayyibin gazilerisiniz. İşte siz gazi değilsiniz zaten bir senaryoydu bu senaryoya dahil oldunuz böyle saçma sapan söylemler biz bunları cididye almıyoruz ama ilk etapta duyduğumuzda üzülüyorduk. Şimdi iç güvenlik gaziside bizim gazimiz 15 temmuz gaziside bizim gazimiz çanakkale gazisi şehidide hepsi bizim bizi ayrıştırmanın bir mantığı yok. Bizim idealimiz yolumuz bir. 

Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?

Üzerimizde oynanan oyunları görmelerini istiyorum. Birlik istiyorum bütünlük istiyorum. Beraber olalım. Farklı kültürlere sahip olabiliriz.  Farklı memleketlere sahip olabiliriz. Aynı topraklarda yaşıyoruz aynı gemide yaşıyoruz bu geminin batmaması gerekiyor.

Fatma Gülşen Koçak

Bu haber toplam 1738 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim