Okuma serüvenimiz nasıl başladı, kimlerden etkilendik, sohbet dinlemek için nerelere gidiyorduk, ilk olarak hangi kitapları okuduk? Erhan Erken, 70'lerde başlayan kendi okuma serüvenini ve şahsi kütüphane kurma gayretlerini yazdı.
Geçtiğimiz günlerde genç bir grup arkadaşla sohbet ederken söz döndü dolaştı bizim gençlik dönemlerimizle ilgili konular üzerinde yoğunlaşmaya başladı. Bizim okuma serüvenimiz nasıl başladı, kimlerden etkilendik, sohbet dinlemek için nerelere gidiyorduk, ilk olarak hangi kitapları okuduk filan tarzında sohbet aktı gitti.
Bu sırada hem ben hem de beraber olduğumuz arkadaşlardan bazıları anlatılanların bir bölümünün daha iyi anlaşılabilmesi için daha fazla izaha muhtaç olduğunu farkettik. Mesela benBeyazsaray dediğim zaman bazılarının bunu anlamadığını, bahsettiğim yerin bir dönem Beyazıt'da Müslüman gençliğin çoğunlukla devam ettiği bir kitapçılar çarşısı olduğunu izah etmek zorunda kaldığımı gördüm. Bazı kitap isimlerinin de yine bazı muhataplarıma hayli yabancı kaçtığını hissettim.
Sohbetin sonunda orada bulunan bir genç arkadaş, “Ağabey bunları detaylı bir şekilde yazmaya çalışsan” diye bir cümle sarfetti. “Bu konularda belki bu yazıdan esinlenerek sizin döneminizle ilgili başka insanlar da kağıda kaleme sarılır, bizler de farklı kaynaklardan beslenen insanların hangi kitapları hangi çerçeve içinde nasıl okuduklarını, hangi süreçlerden geçtiklerini detaylı bir şekilde görürüz” dedi.
Evet aşağıdaki yazı böylesi bir sohbet meclisinin ürünü olarak ortaya çıktı. Benim de eski günleri yeni baştan gözden geçirmemi, kitaplarımı karıştırmamı, onların bir bölümünün fotoğraflarını çekmemi, bazılarını bulamayınca üzülmemi, beni çok etkileyen bazı kitapları yeni baştan elime alınca da adeta çocukça sevinmemi sağladı.
Tabii bu arada benim serüvenim içinde önemli yerler tutan kişileri şükranla yad etmeme ve Rahmet-i rahmana kavuşanlara birer Fatiha armağan etmeme vesile oldu.
İnşallah genç arkadaşların bana tarif ettikleri türden bir yazı ortaya çıkmıştır. Tabii esas önemli olan, onların isteklerine uygun olarak bu yazının bundan sonra ortaya çıkmasını arzu ettikleri bu kabil yazıları tetiklemesidir.
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler...
İnsanların hayatlarında kritik dönemler ve kararlarına öncelikle tesir eden kişiler hep var olmuştur. Bu dönemler ve karşılaşılan insanlar yaptıkları etkilerle sonraki süreçler için kalıcı izler ortaya çıkmasına sebep olurlar.
Benim hayatımdaki bu tarz önemli kişilerden bir tanesi rahmetli dayım Ahmet Karaca'dır.
Ahmet dayım liseyi bitirdikten sonra bir müddet üniversiteye devam etmiş fakat o dönemin hayat şartları gereği yüksek tahsilini yarıda bırakmış ve çalışma hayatına atılmış bir kişi idi. İmanlı bir insandı. Amellerini titizlikle yapmaya çalışırdı. Çarşamba'da Kumrulu Mescid Camii'nde Hasan Kılıç Hoca'nın cemaatindendi. Akşam ve yatsı namazlarında onun arkasında saf tutmaya özel bir önem verirdi. Onun derslerine kaçırmadan devam ederdi.
Dayım, okumaya çok meraklı idi. Kendi çapında bir kütüphanesi vardı. Dönemindeki birçok süreli yayını takip eder, önemli gördüğü gazete makalelerini kesip saklar. Çoğu zaman onları tekrar tekrar okur, bazen de çevresindeki insanlara vererek okumalarını sağlardı.
Döneminin belli hocaefendilerinin derslerini takip eder, bazen biz yeğenlerini de bu derslere götürürdü.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/17751/40-yil-oncesinin-gencleri-neler-okuyordu.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.