• İstanbul 16 °C
  • Ankara 15 °C

Ahlâklı ve adaletli nesiller yetiştirmeliyiz

Ahlâklı ve adaletli nesiller yetiştirmeliyiz
Yeni Milli Eğitim Bakanı’ndan umutlu olduklarını belirten ÖNDER Başkanı Halit Bekiroğlu, “Ahlak ve adalet duyguları güçlü ve günün şartlarını iyi bilip, gelecekte hem ülkemizi hem İslam dünyasını ve hem de bütün insanlığı daha ileriye taşıyacak öğrenciler yetiştirmelerini diliyorum” diyor.
Liselere Geçiş Sınavı (LGS) yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından gündem yine imam hatipler üzerinden sürdürülen tartışmalara kilitlendi. “İmam hatipler tercih edilmedi, boş kaldı” iddiaları ise bu tartışmanın en temel argümanı. Bu iddialar ve eğitimin geleceği üzerine konuştuğumuz ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, imam hatipler konusunda fotoğrafın tam olarak gösterilmediğini ve sadece olumsuz tarafların ön plana çıkarıldığını düşünüyor. Yeni Milli Eğitim Bakanı ve eğitimle ilgili beklentilerini de aktaran Bekiroğlu, 18 milyon öğrencinin en iyi şekilde yetişmesine vesile olmaları temennisini dile getiriyor, “Ahlak ve adalet duyguları güçlü ve günün şartlarını iyi bilip gelecekte hem ülkemizi hem İslam dünyasını ve hem de bütün insanlığı daha ileriye taşıyacak öğrenciler yetiştirmelerini diliyorum” diyor. Dilerseniz sözü fazla uzatmadan sohbetimize geçelim...
 
İmam hatipler her dönemde en çok konuşulan okullar. Bunun sebebi nedir?
 
Bunun sebebi imam hatip meselesinin eğitim bağlamında değil de daha çok bir tarafgirlik ve karşıtlık bağlamında değerlendirilmesi. Dolayısıyla imam hatip meselesi daha çok siyasi bir mesele olarak konuşuluyor. Bu aslında farkında olmadan hem ülkemize hem de çocuklarımıza ve velilerimize zarar veriyor. Çünkü burada en önemli husus aslında öğrencilerin niteliği meselesi. Milli ve manevi değerler doğrultusunda yetişmeleri meselesi. Ayrıca imam hatip meselesinin çok konuşulmasının önemli bir sebebi de elbette milletimizin kendi özüne dönüş çabasının en sembolik kurumsal boyutlarından birini teşkil ediyor olmasıdır.
 
SANILANIN TERSİNE İMAM HATİPLERE İLGİ ARTIYOR
 
İmam hatiplere öğrencilerin ilgisinin azaldığı algısı oluşturulmaya çalışılıyor, gerçekten öyle mi, durum nedir?
 
İmam hatip meselesinde nedense istatistikler çoğunlukla olumsuz tarafıyla değerlendiriliyor. Bütün olarak istatistikleri değerlendirmek yerine olumsuz görünen yön açığa çıkarılıyor. Bütünü değil de fotoğrafın bir kısmını ortaya çıkarmış oluyor. Son kontenjan meselesine baktığımızda, bakanlığın ek tercihler dolayısıyla oluşturmuş olduğu kontenjanları imam hatiplerin tercih edilmemesi yönünde algılatmaya çalışıyorlar. Aynı boş kontenjanlar Anadolu liselerinde de meslek liselerinde de var. Ağustos ayındaki tercihlerde öğrencilerin tercih edebilmeleri için bu kontenjanlar ayrıldı. Öte yandan geçen yıl yüzde 13-14 bandında tercih edilen imam hatip liseleri şimdi 15 bandında tercih edildiler. Ağustos ayındaki yerleştirmelerle birlikte bu rakamın yüzde 16-17’yi yakalayacak gibi duruyor. Biz bu 2-3 puanlık artışı başarı olarak görüyoruz. Ve burada özellikle sınavla yerleşen öğrencilerdeki başarı oranı ise yüzde 23’lere çıktı. Bu da bize imam hatiplerin her geçen gün akademik anlamda da başarılı olduğunu gösteriyor. Kaldı ki akademi dışındaki sosyal, kültürel, sportif alanlarda imam hatiplerin başarısı zaten tartışılmaz diye düşünüyorum.
 
İMAM HATİPLER DEVLETİN OKULU DEĞİL Mİ?
 
“İmam hatipler iktidar tarafından destekleniyor, diğer okullar ihmal ediliyor” eleştirisine ne diyeceksiniz?
 
İmam hatipler 1950’den bu yana büyük ölçüde iktidarlar tarafından desteklenmediği gibi engellendi. Ve imam hatipleri tamamen milletimiz kendi imkanlarıyla yaptı. Özellikle geldiğimiz noktada iktidarın imam hatipleri desteklemesi elbette takdir edilecek bir şey ama bu aynı zamanda on yıllardır hakları engellenmiş, gaspedilmiş bir topluluğun bir tür hak iadesi gibi değerlendirilmeli ve kesinlikle normal karşılanmalıdır. Nasıl ki, fen liselerini,  meslek liselerini, Anadolu liselerini hükümetimiz, devletimiz yapıyorsa aynı şekilde imam hatipleri de yapmalıdır. Bu eleştiriyi yapanlar aslında zihniyet olarak sıkıntılı bir yerden bakıyorlar. Çünkü sanki imam hatipleri devlet destekleyemezmiş ve yapamazmış gibi çok önemli bir yanlışlık içindeler. Bunun zaten normal olduğunu düşünüyorum.
 
Bazı müzmin çevreler imam hatip düşmanlığı yapıyor. Bunun sebepleri nelerdir?
 
Aslında bu çevreler ülkemizde gittikçe azaldı. Çok dar bir kitle şu anda imam hatip düşmanlığı yapıyor. Her eleştiriyi düşmanlık olarak değerlendirmiyoruz; her eğitim modeli imam hatip modeli için de geliştirici eleştiriler kıymetlidir ve biz bundan istifade etmeye çalışırız. Ama özellikle yıkıcı eleştiri yapanlar yani bir tür önyargı ve düşmanlık psikolojisi ile hareket edenlere baktığımızda daha çok ülkemizin ve milletimizin kendi değerlerine dönüşünü istemeyen toplulukların çabasını görürüz. Çünkü imam hatip meselesi kendi özüne dönme, aslına dönme ve geleneğinden güç alarak bugünü iyi anlayarak geleceğe yeni bir vizyonla adım atma çabasının adıdır. 
 
BÜTÜN BOYUTLARIYLA ÖZELEŞTİRİ YAPIYORUZ
 
Peki imam hatipler açısından bir özeleştiri yapmak gerekse ne söylersiniz?
 
İmam hatip meselesi kutsal ve dokunulmaz bir mesele değil. Biz bu özeleştiriyi yapıyoruz, bütün boyutlarıyla da yapmaya çalışıyoruz. Geçmişte nasıl kurgulanmıştı, şimdi geldiğimiz noktada hangi yönleriyle ihtiyaçlara cevap veriyor, hangi noktada eksiklikler var? Tüm bu özeleştiriyi cesurca yapmak lazım. Ama imam hatipleri reddeden yaklaşımların iyi niyetli olmadığını düşünüyorum. İmam hatiplerin hem muhteva olarak hem de eğitim yöntemleri, araç ve gereçleri itibariyle de güncelleştirilerek geleceğe daha etkili ve verimli bir insan yetiştirmeye imkan sağlaması gerektiği kanaatindeyim.
 
EĞİTİMCİ BAKAN AVANTAJ MI?
 
Yeni Milli Eğitim Bakanı’nı nasıl değerlendiriyorsunuz, beklentileriniz nelerdir?
 
Bakanımızın eğitimci olması hasebiyle avantajlı başladığı kanaatindeyim. Bu avantajı inşallah bütün paydaşlarla değerlendirebildikleri takdirde çok önemli hizmetlere vesile olabileceklerini düşünüyorum. Beklentimiz bu ülkedeki 18 milyon öğrencimizin en iyi şekilde yetişmelerine vesile olmaları. Bunu yaparken çok yönlü yetiştirmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Hem maddi hem de manevi boyutuyla çocuklarımızın hayata hazırlanmasını önemsiyorum. Ahlak ve adalet duyguları güçlü ve günün şartlarını iyi bilip gelecekte ülkemizi, İslam dünyasını ve bütün insanlığı daha ileriye taşıyacak öğrenciler yetiştirmelerini diliyorum.
 
Yap-boz tahtasına dönen eğitimin problemi ve çözümü nedir?
 
Temel problemi en özet haliyle; birincisi meseleye bütüncül bakmamak, dönemsel problemlere odaklanıp bütünü kaçırmak. İkincisi ise eğitimle ilgili bütün paydaşlardan, potansiyellerinden istifade edememek ve onlar arasındaki koordinasyonu sağlayamamak. Bunu sağladığımız takdirde verimli çalışmalar ortaya koymuş oluruz. Ve eğitim sorunu da Allah’ın izniyle minimize edilmiş olur.
 
HERKESİN KATKISI OLSUN
 
Yeni eğitim sezonuna yönelik neler söylemek istersiniz?
 
İmam hatip özelinde söyleyebileceğim husus şudur ki, imam hatiplere katkısı olabilecek herkesin bu süreçlerde aktif olması ve sorumluluk almasıdır. Sadece uzaktan imam hatip eleştirisi yapmak, 28 Şubat’tan bu yana kaybettiklerimizi gözardı ederek indî değerlendirmeleri yapmak şahsımızı tatmin edebilir ama sadra şifa olmaz ve farkında olmadan olumsuz yaklaşımlarımızla çocukların önünde engel bile olmuş oluruz. Siyasilerimiz de imam hatiplere ölçülü yaklaşmalı.
 
‘NEREDE O YENİ İMAM HATİPLER’ DEMELİYİZ!
 
Geçmişteki imam hatip ruhu ve şuurunun bugün kalmadığı yönünde eleştiriler var. “Nerede o eski imam hatipler” serzenişini duyuyoruz. Sizce o ruh kalmadı mı?
 
Bugünü yaşıyoruz, 30-50 yıl öncesini yaşamıyoruz. Bugünün çocuklarına hitap ediyoruz ve bugünkü dünya 30 yıl önceki, 10 yıl önceki, hatta bir yıl önceki dünya değil. Bunu gözardı ederek karşılaştırmak ve imam hatip ruhu vardı yoktu diye değerlendirmek doğru değil. O gün biz de çocuktuk, gençtik ve eksiklerimiz, sıkıntılarımız vardı, bugün de var. O gün hangi ruh varsa ebeveynlerimizden ve çevremizden aldığımız ruh bizlere yansıyordu. Şimdi de çocuklarımızın bizden aldığı ruh imam hatiplere yansıyor. Toplum olarak, zihniyet ve ahlak olarak, tutarlılık olarak bizde ne ölçüde imam hatip ruhu var?
 
ESKİ TAKILMAYACAĞIZ
 
X ve Y kuşağından sonra Z kuşağından bahsediyoruz. Onlara hitap edebilecek yeni bir dil yeni bir model mümkün mü?
 
Hz. Ali kendi evlatlarına buyuruyor ki; “Evlatlarınızı kendi döneminize göre değil onların dönemine göre yetiştirin.” Bizim kesinlikle bugünün şartlarını, teknolojisini, araç gereçlerini hatta dilini, tarzını, yöntemlerini gözönünde bulundurarak hareket etmemiz lazım. Eski yöntemleri tıpatıp uygulamak farkında olmadan bir dayatmacılığa dönüşür ve x, y, z kuşağı olarak tabir ettiğimiz kuşaklar bu dayatmaya tahammül etmezler. İyi niyetle bir nesil yetiştirelim derken farklı olmadan bir nesli heba ederiz. Bu sebeple birkaç dil bilen, teknolojiyi çok iyi kullanan, ufku sadece bir köy, bir ilçeden ibaret değil bütün dünya olan ama en önemlisi de inovatif boyutu çok güçlü olan çocuklar yetiştirmemiz lazım.
 
İmam hatip öğretmenleri nasıl seçiliyor, nasıl motive ediliyor?
 
Öğretmenler arasında ayrım yapmayı şahsen doğru bulmuyorum. Öğretmenlere gerekli değeri verdiğimiz takdirde, öğrencilerimize etkilerini yakinen görüyoruz. Ve bu durumda bahsettiğiniz imam hatip ruhu hoca-talebe ilişkisiyle doğal bir biçimde öğrenciye aktarılmış oluyor.

YENİ AKİT- FATMA GÜLŞEN KOÇAK

Bu haber toplam 1716 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim