Hayatı, yaşadığı dünyayı anlamlandırmak, yorumlamak, buna göre tavır almak, müdahil olmak Müslüman olarak yeryüzünde bir yer işgal ettiğinin bilincine varan her fert için gereklilik. Bu bilinçtir ki bazı Müslümanları bazılarından ayırır.
Bu nedenle belki de İslam toplumunun, Marksist sınıf çözümlemesine bir tepki olarak sınıfsız bir toplum modeli önerdiğini savunmak yanıltıcı olur. Zira ekonomik temelli bir sınıf yapısı olmasa da erdem ve bilgiye dayalı bir ayrım, tabakalaşma vardır. Bilenlerle bilmeyenleri bir tutmayan bir dinin bireye ve topluma bakışı; bunları tasnifi, ayrıştırması da temelde farklıdır.
Geleneksel anlamda İslam toplumlarında kapitalist toplum modelinde olduğu gibi dikey bir sınıflılıktan bahsetmek mümkün değil. Onun yerine yatay düzeyde kültürel farklılıklara imkan tanıyan, farklılığın hukukunu kuran bir toplum modeli tarihsel olarak geçerli oldu. Bu yatay yapılanma sayesinde İslam toplumlarında Müslüman olmayanların hukuku korunabilmiştir. 'Modern pluralism'den çok daha farklı bir paradigmanın inşa ettiği bir model söz konusu...
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/AkifEmre/sinif-ustune-yanli-bir-yazi/51575































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.