Seçim sonuçlarının nasıl okunmasına dair yapılan tartışmalar, propaganda sürecindeki düzeyi aşamamış görünüyor. Polemik peşindeki yazarlar bir yana, hiç olmazsa belli bir entelektüel iddiası olanlar da gerek tutarlılık gerekse seviye olarak perişan bir görüntü arzediyor. Öfke, sempatizanlık; aklı, analitik düşünceyi, en basit anlamda sosyolojik değerlendirme temelini bile iptal ediyor.
Söz konusu entelektüel seviye, sadece güncel siyasetin yorumlanmasında tutarsızlık sergilemiyor; tarihi, kültürel kodları okurken bir oryantalist titizliğini bile bulamıyoruz. Zaten kendi toplumunun tarihiyle sağlıklı ilişki kuramayanların bugünün sosyolojisini okumaları da mümkün değil.
Bir yazar yazısında 'eğer ben bu ülkeyi tanıyor, tarihini biliyorsam...' diye iddialı bir cümle kuruyor ve bunun üzerine siyasal, sosyolojik bir analize girişiyorsa her şeyden önce referans aldığı tarihi doğru okuması beklenir. Referansının bugün için ne anlam ifade ettiği konusunda farklı çıkarımlarda bulunsa bile... Mesela aynı yazıda, muhalefetini, düşüncesini şöyle bir tarihi referansla temellendirirse ne dersiniz: 'Kökleri Tanzimat'a kadar uzanan bir hukuk devleti geleneği ve tecrübesine rağmen...'
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/AkifEmre/tarih-miyoplugu-toplumsal-korluk/51353































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.