SERVER Vakfının Cumartesi günleri düzenlediği “Bir yazar & Bir Kitap “programına katılan Mehmet Akif Araştırmaları Merkezi ve Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı Yazar, D. Mehmet Doğan “Ömrüm Ankara & Bir Ankara Şehrengizi' isimli kitabına konu ettiği Ankara’yı tanıttı.
Ankara`nın tarihine, iktisadına, geçmiş hayatına, kültürüne dairbilgiler sundu.
Tanıtım toplantısında oturumu yöneten Server Vakfı Başkan Vekili Av. Mehmet Ali Bulut, aslen de Ankaralı olan D:Mehmet Doğan’ın çalışmalarını, eserlerinden örnek vererek tanıtacağı “Ömrüm Ankara & Bir Ankara Şehrengizi' ise son kitabı “diye takdim etti.
“Ankaralı, Ankaralı gezmez. Ankara’yı bilmez. Fakat Ankara hakkında kanaatleri vardır “ diyen Doğan, Ankara’yı anlatmaya “Türkiye Cumhuriyeti Ankara’yı kendine başkent olarak seçer. Resmi ideoloji, sadece bozkır olan bu şehri hiç yoktan var ettiklerini iddia eder. Resmi ideolojinin muarızları da aynı kanaati öne sürerek “Ankara önemli değildi. Bozkırdı.. Cumhuriyetle önem kazandı” düşüncesinde birleşirler. Oysa Ankara kadim bir şehir olarak her dönemde önem taşır “ diye başlayarak değişik tarih dönemlerindeki Ankara’yı anlattı.
Doğan kitabında ileri sürdüğü ““İstanbul’u esas olarak Ankara fethetti!”” tezini Hacı Bayram Veli – Murat Hüdavendigar ve Akşemşemsettin ilişkisiyle açıkladı.
MABETSİZ DEĞİL MABETLİ ŞEHİR
Doğan, konuşmasına şöyle devam etti:
Resmi ideolojinin kurduğu ve adına Yenişehir denilen bölge “mabetsiz bir şehir” olarak kurulur. O yüzden de bu anlayışın ve ideolojinin karşısında yer alan dindar, muhafazakâr kesimler bu sonradan uydurulan Ankara imajına aynı sertlikle karşı çıkarlar. Mabetsiz şehre muhalefet beraberinde Ankara
düşmanlığını getirir. Osman Yüksel vs Yeni şehre bakarak Ankara ile alakalı olumsuz fikirler üretti.
Bizim neslimiz, gerek resmi ideolojinin gerekse muarızlarının Ankara hakkındaki zıtlıkları , karşı çıkışları üzerinde gelişti. Ankara mabetsiz şehir olarak planlandı. Ancak başarılamadı. Yenişehir de
yeraltı camileri oluşturuldu. Bunun en eski örneklerinden biri İzmir Caddesinde Ülküalan iş merkezi altıdaki camiidir.
Sonra semtlerin çoğalmasıyla Yenişehir unutuldu. Mahallelere yeni yeni camiler yapıldı. Maltepe, Kocatepe camileri bunların en meşhurlarından .. Artık Ankara için mabetsiz şehir demek söz konusu
değildir. Bu nedenle resmi ideolojiye karşı çıkanlar, Ankara mabetli şehir demeliydiler. Zaten eski Ankara’da 130 tane camii vardır.
Cumhuriyetin kuruluşunda Ankara’nın 30-40 bin nüfuslu bir şehir olduğu düşünülünce Ankara gerçektende mabetli bir şehirdir.
Ankara, 1920 de 40 bin nüfusuyla Anadolu’nun üçüncü büyük şehridir. Osmanlı döneminde Anadolu’da Bursa ve İzmir’den sonra üçüncü büyükşehirdir. Bursa özel ekonomisiyle, İzmir ihraç liman kenti olmasıyla önem kazanmıştır. Üçüncü sırada da hep Ankara olmuştur.
Ankara köklü bir vilayettir. Osmanlının Kuruluşundan Kanuni dönemine kadar Rumeli ve Anadolu Beylerbeyliği şeklinde teşkilatlandırılan devletin Beylerbeylik merkezi olarak adeta Anadolu’nun başkentidir. Osmanlının kuruluşunda Ankara hep Osmanlının yanında olmuştur. Şayet Ankara Osmanlı’yı değil de Karamanoğlu beyliğini destekleseydi, tarihin seyri başka olurdu.
“İSTANBUL’U ESAS OLARAK ANKARA FETHETTİ!”
Hacı Bayram Veli’nin tarihimizde çok rol oynamıştır. Siyasi rol de oynamıştır. İstanbul’un fethinde önemli rolü vardır. İstanbul’un fethinde Fatih’in yanında yer alan, onun hocası ve şehrin manevi fatihi Akşemseddin. Osmanlı tarihinde fethedilen yerin tek bir fatihi vardır. Fakat İstanbul’un iki fatihi vardır. Biri maddi Fatihi Sultan Mehmet, ikincisi Manevi Fatihi Akşemseddin. İstanbul’un Fethi kararında
Divanda herkes karşı çıkar fakat üç kişi Fatih, Akşemsetin ve Zağnos paşa Fetihten yana tavır alırlar. Bu kararda Hacı Bayram Veli’nin Sultan 2. Murat’ın sorusu üzerine söylediği “ Sultanım. Bize nasip
olmaz. Fetih, şu beşikteki çocuk ve bizim köseye nasip olur” şeklindeki manevi işaretinin büyük rolü vardır.
Akşemseddin, Hacı Bayram Veli’nin öğrencisi ve müridiydi. Daha sonra Hacı Bayram Veli’nin halifesi de olur. İstanbul’un fethinde hiçbir tarikat üyesi çağırılmaz sadece Hacı Bayram Veli’ye bağlı kişiler
çağrıldığı için yirmi bin kadar Bayrami müridi İstanbull’un fethinde görev alır. Zaten ordunun 80 bin olduğu dikkate alındığında Fetih ordusunun 4/1 Bayramiler oluşturur. Fetih öncesi Bayramiler, fetih
düşüncesini yayarak Anadolu ve Rumeli halkını fetih için hazırlıyorlar.
Bu müritlerden bazılarının ismi Fethedilen ve bu gün hala o isimle anılan mahallelere verilir.Bunlar savaşıyor, kılıç kullanıyor, ok atıyor, mızrak tutuyor. Aynı zamanda askerlerin morallerini yüksek tutuyorlar. Hacı Bayram Veli’nin müritlerinin mutlaka bir mesleği vardır. Akşemsetin de değirmencidir. O nedenle Beypazarı ve Fetih sonrası yerleştiği Göynük de değirmen işletir.
Ankara iddia edildiği gibi yoktan var edilmemiş. Aksine tiftik keçisinin burada yetiştirilmesi dolayısıyla uzun yıllar canlı bir ticari hayat olmuş. Tiftik keçisinin yünü önemli gelir kaynağıydı. Bu keçi uzun dönem dünyanın başka yerinde yetiştirilememiş. Dünyanın her yerinde tiftik Ankara ismiyle anılmış ve Angora denmiş. Ankara bir ticaret merkezidir. Osmanlı döneminde büyük bedestenler ve 30 adet han yapılmıştır. Bunlarda Ankara’nın ticari önemini ortaya kor.
Ankara camiler, hanlar, hamamlar yönünden de zengin. Ankara bilinenin aksine Selatin camiine de sahiptir. Çünkü Selçuklu zamanında Ankara bir şehzade şehri. Konya tahtında oturan sultanların Şehzadelerinden biri Ankara’ın yönetimdedirler. Sultan Alaalttin Keykubat’da Ankara da şehzadelik yaptığından Ankara’ya Alaaltin camii diye bilinen camiyi yaptırmıştır.
Ankara, Ahiler döneminde de Ahi Cumhuriyeti başkenti idi. Ahilerin başı Ahi Şerefetin buraya mimari özelliği dolayısıyla hala önemli olan ve Aslanhane camii olarak bilinen mihrap ve minberi çok önemi
eser olan camii yaptırmıştır. Osmanlı öncesi yapılan en büyük camidir.
Osmanlıda bir çok mabet yaştırmış. Mimar Sinan’ın eserlerinden Cezar Ahmet paşa medrese ve cami Ankara’dadır. Ankara Firikler döneminden buyana hep yönetim merkezidir.
Roma döneminde Galatya devletinin başkentidir. Ayrıca İmparator Agüstos’un mermerden yapılmış duvarlarına vasiyetinin işlendiği mabet Ankara da yapılmıştır. Bu mabedin Anadolu’da başka benzeri yoktur.
Agüstos’un vasiyeti iki yere işleniş birisi Roma’da bir sutüna diğeri Ankara’da yaptırdığı mabedin duvarlarına.. Roma hamamlarının büyüklüğüne bakarak da o dönem Ankara’sının ne kadar gelişmiş ve büyükşehir olduğu anlaşılır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.