Vefatının üzerinden 100 yıl geçmiş. Biz ise Filibeli Ahmed Hilmi'yi sadece Amak-ı Hayal’i ile tanıyoruz. Peki ya mezarı? Kamil Büyüker yazdı.
Ne zaman tarihimizde bir büyük şahsiyet gündeme taşınsa dikkat kesiliriz. Hemen ertesinde ya eserlerine ya da eserlerinden kırıntılar taşıyan müsveddelere bakarız. Ama vefa duygumuz burada tıkanır kalır. Peki bu şahsiyet yeryüzünde iz bırakmıştır bırakmasına ama geride bir dikili taşı da mı yoktur? Onları bulmayı da bıkmadan usanmadan tarihin izini sürenler başarabilirler. Ben bu noktada kendimi başarılı addetmiyorum. Sadece gayretim olduğunu düşünüyorum.
Yine bir vesile ile Filibeli Ahmet Hilmi’nin kabrini aramaya koyuldum. Bu hem sahiden bir vazife hem de sorumluluk duygusunun gereği idi. Zira Filibeli Ahmet Hilmi’nin 30 Ekim 1914 tarihinde vefatının akabinden 100 yıl geçmiştir ve elimizde henüz sıcağı sıcağına yayınlanan tam metin A’mâk-ı Hayâlvardır. Kaknüs Yayınları, Ali Yıldız tarafından hazırlanan her şeyiyle mükemmel baskılı eseri yazarın vefatının 100. yılına ithaf etmiştir. İşin en hazin tarafı şu ki, ölümü şaibeli olan Filibeli’nin mezar yeri de hiçbir kitapta kesin kayıt şeklinde geçmemektedir.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/17771/bu-yil-vefatinin-100-yili-ama-mezari-nerede.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.