Türkiye kamusal alanı hiç olmazsa yetmiş yıldır dini değerleri görünmez kılmaya dönük bir muaşeretle inşa edildi. Bu açıdan bakılacak olursa bizim hâlâ yapıcı bir iletişimi mümkün kılan bir kamusal alanımız yok. Tecrübe eksikliği kadar bunun önemini ayırt etmediğimiz için de yeterince düşünülmüş bir kamusal muaşeret manzumesinden yoksunuz. Bir taraftan mahalleyi içine alan şehir düzeninin tahribine seyirci kalırken, mahalle ve sokak sesleriyle tebliğe çalışıyoruz.
Örnekler vererek ne demek istediğimi anlatayım.
Birkaç ay önce, Doğu illerinden birinde bir üniversite tarafından düzenlenmiş sempozyumda medyanın ahlakî yükümlülükleri üzerine konuşuyorduk. “Mütedeyyin” veya “muhafazakar” olarak bilinen bir öğretim üyesi, gençlere internet kullanımı konusunda uyarıların ağırlık kazandığı bir konuşma yaptı. Bu konuşmadan defterine düştüğüm notlardan biri mealen şu tavsiyeleri içeriyor: “İleride yüksek seviyede konumlar edinebilirsiniz. İnternette girdiğiniz her sayfa kaydediliyor ve bir gün önünüze çıkarılabilir. Gençler, internette karda yürüyecek ama izinizi belli etmeyeceksiniz.”
Yazının devamı için: http://www.dunyabulteni.net/yazar/cihan-aktas/19831/kamusal-ifadeler-uzerine-dusunme-zamani































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.