Bazı masallar var ki bir zamanlar can kulağıyla dinlemiş olanı bir ömür boyu takip ediyor. Sabır Taşı masalı dinleyicisine duygularını ve düşüncelerini denetlemesi gerektiğini öğretmiştir, Şahmeran’ı (Sennur Sezer) dinlemiş olan aşkın vefasının garanti edilemeyeceği bilgisi karşısında şaşkınlığa kapılsa da bu bilgiyi içselleştirmesi beklenebilir, “Tarhun” (Samed Behrengi) dinleyicisi hayattaki seçimlerini oluşturan başlıca saikin içinde bulunduğu şartlar olmadığı gerçeğine uyanabilir.
Çocukluğumda bizim eve masal anlatmaya gelen bir “teyze” vardı. Ondan bana kalan üç masal Arzu ile Kamber, Şahmeran ve Sabır Taşı. Masumiyet ve sabır sonunda gökyüzüne uçan güvercinlere dönüştürecek aşıkları, Arzu ile Kamber efsanesi başka neyi anlatmayı murat ediyor olabilir?
“Kahveci Güzeli” isimli bir masal daha vardı, ama ayrıntılarını belli belirsiz hatırlıyorum. Tabii bir de “Kıymetli Tuz” masalı var. Okumayı öğrendikten sonra ise önce Andersen masalları, ardından Oscar Wilde masalları ile tanıştım. Grimm Kardeşler’e, dünyayı siyah-beyaz gösteren “ürkünç” denilebilecek masalları nedeniyle bir mesafem oldu. Kibritçi Kız, Kurşun Asker, Küçük Deniz Kızı… gibi sevdiğim masallar Andersen’e ait.
Yazının devamı için: http://www.dunyabulteni.net/yazar/cihan-aktas/19863/sabir-tasi-masali-ugultusu































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.