• İstanbul 13 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 14 °C
  • Konya 10 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 14 °C
  • Gaziantep 17 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 12 °C

Coşkun Aral: Coğrafyamızda Merak Duygusu Giderek Köreliyor

Coşkun Aral: Coğrafyamızda Merak Duygusu Giderek Köreliyor
''Ben bir haberciyim, fotoğraf makinesi veya video kamera benim için bir araçtır. Estetik kaygılarım da vardır ama amacım, tanık olduğum olaylara ilişkin dünyanın anlayacağı türde, şekilde, anlaşılır belge bırakmaktır.''

Son yıllarda mültecileri anlatan fotoğraf projelerine ağırlık veren Coşkun Aral, fotoğrafçılık hayatı ve yaptığı çalışmalar üzerine Büşra Sönmezışık'ın sorularını cevapladı.

Coşkun Aral’ı bunca yıl farklı coğrafyaların peşine düşüren şey “merak” duygusu. Bir elinde fotoğraf makinesi diğer elinde kamera, 1977 yılından bu yana dünyayı karış karış dolaştı. İnsanların kaçtığı yerlere gitti. Savaş muhabirliği yaptığı dönemde defalarca ölümle burun buruna geldi. Kaçırıldı, işkence gördü. Yurt içinde ve yurt dışında açtığı fotoğraf sergileri ve yaptığı belge­sellerle pek çok önemli ödülün sahibi oldu.

Son yıl­larda mültecileri anlatan fotoğraf projelerine ağırlık veren Coşkun Aral ile pek çok şeyi konuştuk.

Bu zamana kadar hep “insanların kaçtığı yerlere” gittiniz. Sizi o bölgele­re hangi duygu çekiyordu?

Merak. Olması gereken bir duygu­dur ama bizim toplumumuzda maalesef eksik. Biraz annelerden kaynaklanan bir durum. Çünkü çocuk yetiştirirken çok fazla korumacılık, çocukların meraklı olma özelliklerini kaybetmelerine neden oluyor. Ben çok erken yaşlarda annem­den uzak, halamın yanında büyüdüm. Merakım çocukluğumdaki gibi aynen devam etti. Hatta kurucularından biri ol­duğum İZ TV’nin de sloganlarından biri de “merak et”tir.

Ama siz turistik geziler yapmıyorsu­nuz. Tehlikeli bölgelere gidiyorsunuz…

Merak ve sorgulama özelliğimiz sa­yesinde keşfediyoruz. ‘Ben kimim?’ ile başlayan ve sürekli sorgulayan aklımız sayesinde gelişiyoruz, ilerliyoruz. Tehli­ke her yerde var. Bu kapıdan çıktığınızda kafanıza bir inşaatın kalası da düşebilir, bir araba da çarpabilir. Bizim tehlike ile baş edebilmeyi bilmemiz gerekiyor, ona göre önlemler almamız gereki­yor. Bu önlemleri de yaşanmışlıklardan ders alıp, aklımızı kullanarak alabiliriz. Elbette çatışma alanlarındaki tehlike bambaşka.

Bu haber toplam 837 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Yavuz Bülent Bakiler, son yolculuğuna uğurlandı30 Eylül 2025 Salı 08:37
  • Güz Sonatı29 Eylül 2025 Pazartesi 13:14
  • Fatma Gülşen Koçak Hz Hatice’yi Anlattı23 Eylül 2025 Salı 11:20
  • Bursa: Şiir Şehir17 Eylül 2025 Çarşamba 12:09
  • Selim Cerrah Cihannüma Genel Başkanı oldu16 Eylül 2025 Salı 13:43
  • Genç Birikim dergisinin Eylül 2025 (279'uncu) sayısı çıktı.15 Eylül 2025 Pazartesi 11:47
  • Kaybettiğimiz Meçhul; Kendimiz11 Eylül 2025 Perşembe 14:21
  • Yaşayan Dil-Yaşatan Dil11 Eylül 2025 Perşembe 12:08
  • Modern Dünya İnsanın Hikayesi: Yokuşa Akan Sular10 Eylül 2025 Çarşamba 13:39
  • Şiir Ezber mi Bozacak Rahatsız mı Edecek?08 Eylül 2025 Pazartesi 10:43
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
    Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim