Türkiye, son on iki yılda hızlı ve karmaşık bir süreç yaşadı. Ülkede seksen küsur yıllık birikimin sonucu olan çeşitli sorunlar, bu on iki yılda görece de olsa, belli bir çözüme kavuşturulmuş oldu.
Öte yandan kültürel alan, söz konusu cari sorunların giderilmesi noktasında, ekonomik ve kalkınma hamlelerine benzer ve istenilen atılımı gerçekleştirmedi.
Şimdi, "Yeni Türkiye" söylemi, arzu edilen fakat çeşitli nedenler gerçekleşemeyen bu sorunların giderilmesi için kendini bir imkan olarak sunuyor.
Biz de bu konu üzerine düşünüp taşınan insanlara "Yeni Türkiye'nin Kültür Politikaları" üzerine ne düşündüklerini, bu süreçle ilgili beklentilerinin neler olduğunu sorduk. Soruşturmamızın bugünkü konuğu Asım Öz.
Türkiye'nin yeni bir dönemecin arefesinde olduğuna dair yaygın bir söylem var. Kültür alanında da hakikaten “Yeni Türkiye” beklentisi içinde olabilecek emareler görebiliyor musunuz?
“Yardıma çağrılan/ medet umulan” kültür alanında “yenilik” beklentisi içinde olmamızı sağlayacak hususlara farklı açılardan bakılabilir. Baktığımız yere göre de bu konuyu olumlu/ olumsuz ele alma şeklimiz muhakkak değişiklik arz edecektir. Sözgelimi, hükümetin büyük siyasî riskler pahasına belki merhum Necip Fazıl’ın “Babıâli” hakkındaki beklentilerinden de el alarak oluşturduğu basında, kültür sayfasında yazması beklenen yazarların pek çoğu nedense “kültür” alanında yazı yazmıyor. Zira aktüel siyasî alandan yol almak takipçi sayısını sürekli olarak arttırıyor. Keşke bu “imkân” elde edilince dönülüp Necip Fazıl’ın bu alandaki eleştirilerine de kulak kabartılsaydı! Bahsettiğimiz yayın organlarında ara sıra “kültür savaşları”na tekabül edebilecek konularda yazı yazılmıyor değil. Gene “sonradan olma” bu gazetelerden birisinin sanat editörü kültürü bir endüstri olarak gördüklerini ifade etmişti geçtiğimiz yıllarda düzenlenen bir toplantıda.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/?aType=haber&ArticleID=18403































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.