Tarihi sevdiren tarihçilerin başında gelen Reşat Ekrem Koçu, Dursun Gürlek’in ifadesiyle ikinci Ahmet Mithat Efendi’dir. Türlü sıkıntı içinde kaleme aldığı mühim eseri İstanbul Ansiklopedisi’ni ancak “g” harfine kadar getirebilir ve tamamlayamadan vefat eder. Farklı bir tarihçi üslubu görürüz onda, daha çok bir öykü anlatıcısı gibidir. Amacının da zaten insanlara tarihi sevdirmek olduğunu anlıyoruz. İyi de tarihi sevdirmek nedir? Tarih nasıl sevilir? Bir şeyin sevgisi zaten kişinin içinde değil midir? İşte İstanbul Ansiklopedisi bize bunun biraz da çabayla olacağını göstermiştir.
Yıllarca gazete ve dergilerden biriktirdikleriyle bir arşiv oluşturan Koçu, derlediği bu malzemeyi İstanbul Ansiklopedisi'ni yazarken fazlasıyla kullanır. İstanbul’a olan hayranlığını bu şekilde 1944 yılından itibaren fasiküller halinde yayımlayarak ifade eder. Eski İstanbul’a dair aklınıza hiç gelmeyecek her şey var bu ansiklopedide. Eski zamandan beri adı anılan şeyhlerden tutun da kabadayılarına, meczuplarına varıncaya kadar şehrin kimlik haritasını çıkarır Reşat Ekrem.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/Manset/17785/eski-istanbula-dair-akla-gelen-ne-varsa.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.