‘Estetik’ kelimesi, Grekçe “aisthesi” kelimesinden gelir. Duyum, duyu yoluyla algılama mânasındadır. Duyusal bilginin konusu da güzelliktir. Yunan filozoflarının ve İslam’da bazı mezheplerin güzelliğe yönelik görüşlerine yer veren kitapta, Ahmet Arvasi’nin “İnsan yaşadığı âlemde yalnız doğruyu ve iyiyi değil, güzeli de arar. Bu sebepten estetiğin asıl konusu güzellik ve çirkinliktir” sözüne yer veriliyor.
İşte bunlar hep mutlak güzelin güzelliğiyle
Günümüzde estetiğin normatif (kural koyucu) ilimler arasında görülmesine karşın Arvasi, onun tam bir ilim olma yolunda felsefeye çok muhtaç olduğunu belirtir. Bu ihtiyaca sebep olarak da estetiğin alanının çok geniş olmasını gösterir. Onüçüncü yüzyılda Baumgarten tarafından ilk olarak “estetik” kelimesinin kullanılmış olması estetiğin bu filozof tarafından kurulmuş olması anlamına gelmez. Arvasi’ye göre estetik tıpkı bilme edimine benzer. İnsanın karşısında bir sanat yapısı, herhangi bir nesne vardır ve bu nesneye yönelik kişide bir hoşlanma, haz meydana gelir. Estetik nesneye karşı bir tavır almış olur ki buna da ‘estetik tavır’ denir. Estetik tavır ise insanların yaşadıkları çevreye, psikolojik durumlarına, okudukları kitaba ve aldıkları eğitime varıncaya dek farklılık gösterir.
Yazının devamı için: http://www.dunyabizim.com/?aType=haberYazdir&ArticleID=18025&tip=haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.