• İstanbul 25 °C
  • Ankara 30 °C

Günümüzün Anlatıcıları: Gülhan Tuba Çelik İle Konuştuk

Günümüzün Anlatıcıları: Gülhan Tuba Çelik İle Konuştuk
Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?

Okumak ve yazmak konusunda her zaman bir iç motivasyonum vardı. Ortaokul yıllarımdan beri okumayı da yazmayı da sever ve bir gün bir kitabım olacağına dair hayaller kurardım. Lise ve üniversite yılları, ardından Doğu görevi sırasında bu yönde bir gelişme olmadı hayatımda. Dergilerle geç tanıştım. Yirmi altı yaşında. O süreçte kendi kendime hep bir şeyler yazıyordum zaten. Denemeler, günlükler, iç dökümleri, şiirler. Dergilerle tanışınca, İstanbul'a gelip edebiyat âleminin içine girince bir disiplin oluştu elbette. Neyi nasıl yazmayı sevdiğimi keşfettim. İlk öykü kitabım otuz yaşında çıktı. Kiminle karşılaştığınız önemli evet, ama içten içe kaynayan ve var olmaya çalışan kendi sesiniz daha önemli.

Anlatmanın arkaik yanı düşünüldüğünde, anlatının kutsal yanı var gibi görünüyor. Sizce de öyle midir?

Ben daha çok üslupta bir kutsallığa inanırım evet. Buradaki kutsallığı sezgisellik, göksellik anlamında kullanıyorum. Kendini, seni alıp götüren o sese bırakmayı ve cümlelerin hiç bilmediğin diyarlardan ama her şeyiyle sen olarak çıkıp gelmesini severim. Karakter itibariyle, yazdığım şeye deli gibi inanırım. İnanmadığım bir şeyi anlatmam. Hislerimi çok önemserim, içime doğanları, doğru görünenleri. Bunlar da yine sezgisel, göksel yani kutsal diyebileceğim şeylerdir benim için.

Post modern anlatım imkânları bağlamında metinlerarasılık yanında türlerarasılık da gündemde. Hatta aynı metinde hem modern hem de post modern imkânlar birlikte kullanılabiliyor. Bu konunun bir şablona oturması gerekir mi?

Ben bu tarz gündemlerle hiç ilgilenmedim. Çağdaş edebiyatta zaman zaman hâkim temalar, zaman zaman nispeten yeni teknikler gündem olur. Ben zaten içinde bulunduğumuz hayat tarzının, küreselleşmenin, dijital devrimin düşünme biçimimizi etkilediğine ve bunun daha farklı bir yazma biçimi doğurduğuna inanıyorum. O düşünme biçimi bizi yeni yollara sürükleyecektir ve sürüklüyor da zaten. Ben bunun doğal akışı içinde, zorlamadan olması gerektiğini düşünüyorum. Yazdığın şey kabını oluşturuyor zaten. İlla bir kaba göre yazmak benim yakın olabildiğim bir şey değil.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/gunumuzun-anlaticilari-gulhan-tuba-celik-ile-konustuk-k5571.html

Bu haber toplam 470 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim