KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi tarafından dün (21 Ocak Perşembe) Sultanahmet’teki Kızlarağası Medresesi’nde gerçekleştirilen, “3 Baba 3 Evlat 3 Dost” programında Mustafa Miyasoğlu, Hasan Nail Canat ve İbrahim Hakkı Hafız hayırla yâd edildi.
Bünyamin Yılmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı programda, Mustafa Miyasoğlu’nu oğlu Eren Miyasoğlu, Hasan Nail Canat’ı kızı Hale Cürgül Canat, İbrahim Hakkı Hafız’ı ise oğlu İsmail Hakkı Hafız anlattı.
CANAT: BABAM TİYATRODA ÖNCÜ BİRİSİDİR
Hasan Nail Canat’ı kızı Hale Cürgül Canat anlattı. Canat yaptığı konuşmada, Mustafa Miyasoğlu, Hasan Nail Canat ve İbrahim Hakkı Hafız gibi isimleri taşımanın zor olduğunu söyledi. Canat; “Onların evladı olmak bıraktıkları çizginin dışına çıkmamaktır. Üzerimizde bir yetim gömleği var bunu inkar edemeyiz ama asıl yetim olmak onların bıraktığı yolda yürümemektir” dedi.
Dedesinin hoca olduğunu ve babasının tiyatroyla ilgilenmesine ilk başta karşı çıktığını ifade eden Canat; “Babam ilk tiyatro oyunu Moskof Sehpası’na dedemi de getiriyor. Oyun bittikten sonra dedem; ‘Benim camide anlattığım Allah’la senin sahnede anlattığın Allah arasında fark yokmuş. Buna devam edebilirsin ama şöhretin peşinde gidersen seni evlatlıktan reddederim’ demiş. Babam tiyatronun ‘t’si yokken tiyatro yapmış ve öncü olmuş bir kişidir” diye konuştu.
MİYASOĞLU: BİZ GÖNÜL İNSANLARININ EVLATLARIYIZ
Mustafa Miyasoğlu’nun oğlu Eren Miyasoğlu da konuşmasında; “Bu mekanda dostlarla bulunmak benim çok hoşuma gidiyor. 31 yaşındayım ve çocukluğum buralarda geçti. Türk Ocağı, Türk Edebiyat Vakfı ve Türkiye Yazarlar Birliği benim için çok farklı mekanlardır” dedi.
“Biz gönül insanlarının evlatlarıyız” diyen Miyasoğlu sözlerinin devamında şunları söyledi: “Mustafa Miyasoğlu, Hasan Nail Canat ve İbrahim Hakkı Hafız gönül insanıdır. Bu kişilerin bir davası vardı. Bu davayı yaparken de kimseyi kırmıyorlardı. Bunun sebebi gönül insanı olmalarındandır. Bu kişilerin evlatları olmak hakikaten bizim için büyük bir sorumluluk veriyor. İnşallah ona layık evlat olmayı Allah bize nasip eder.”
Eren Miyasoğlu, Mustafa Miyasoğlu'nun sadece sanatın edebiyat yanıyla değil birçok yönüyle ilgilendiğini aktararak, "Tiyatro oyunları yazmıştı. İyi bir türkü dinleyicisiydi. Müziğin kalitelisinin ve Türkçesinin yapılması gerektiğini düşünürdü. Eğer bir sanat anlayışı bu memlekette inşa edilmek isteniyorsa her alanda yetkin ve milli bir bakış açısının olması gerektiğine inanıyordu" dedi.
HAFIZ: İNANDIKLARINI DUYURMAK İÇİN ZAMAN ZAMAM AİLELERİNDEN UZAK KALMIŞLARDIR
İbrahim Hakkı Hafız’ı ise oğlu İsmail Hakkı Hafız anlattı. Hafız; “"İbrahim Hakkı Hafız, kendi dönemi itibariyle erken yaşta Rahman'a kavuştu. Hasan Nail Canat ile birlikte inandıkları değerler ve kendi kimliklerini oluşturan hassasiyetlerden dolayı birlikte mücadele etmişlerdi. Bu insanların fotoğraflarına baktığımız zaman alın çizgileri çıkmış, göz torbaları oluşmuş olarak görürüz. Bu onların nasıl meşakkatli bir yolculuk yaptıklarını gösterir" şeklinde konuştu.
YILMAZ: BİZİM DÜNYAMIZI AYDINLATTILAR
Etkinliğin moderatörü Bünyamin Yılmaz, söz konusu isimlerin kültür sanat hayatına büyük ölçüde yön verdiklerini aktararak, "Bahsi geçen isimler, Türkiye'de zorluklara göğüs gererek yürürlerdi. Bizim dünyamızı aydınlatan kandil olan bu insanların fikirlerine ve emanetlerine sahip çıkmamız gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Tiyatrocu İsmail Yeşilbağ'ın söz aldığı programda ayrıca İbrahim Hakkı Hafız'ın kızı Elif Hafız, Mustafa Miyasoğlu'nun eşi Nilüfer Miyasoğlu, oğulları Emre ve Mehmet Miyasoğlu da hatıralarını paylaştı.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.