Başbakan Erdoğan, büyük bir siyasî olgunluk göstererek 1. Dünya Savaşı'nda hayatlarını kaybeden Ermeniler için bir tâziyet mesajı yayınladı.
Bütün dünya bu mesajı takdir ve şükranla karşılarken, Ermeni diyasporası ve Ermenistan bunu, Türkiye'nin yeni bir kılıf bulduğu şeklinde yorumladılar ve gene 'özür' beklemeye devam ettiler. Bu nevî insanî mesajlar ve dostluk için yapılan jestler elbette olumludur. Ancak, resmî ideolojisini ve siyasî varlığını kin ve iftira kıskacında yürütmeye çalışanlar, Türkiye'nin bu samimî tutumunu anlamadılar. Amerikan Ulusal Ermeni Komitesi (ANCA), 'Ankara, inkârı yeniden ambalajladı' derken, Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan, 'Türkiye'nin inkâr politikası'ndan söz etti. Ermenistan'da gene Türk bayrakları yakıldı; aynı alçakça iftiralar atıldı.
Dün de yazdığım gibi Başbakan Erdoğan'ın bu tâziyet mesajı, asla milletimize karşı yöneltilen ırkçı iftiraların kabulü şeklinde yorumlanamaz. Diğer taraftan, Başbakan Erdoğan da 23 Nisan Resepsiyonu'nda Azerbaycan'ın mâruz kaldığı haksızlıkların arkasında durmaya devam ettiğini söylemiştir.
***
Yazının devamı için: http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/guzel/2014/04/26/24-nisanda-gercekten-ne-oldu































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.