Bazen vitrinde olmayan, simli parlak kişilerin arasında fark edilemeyen insanların varoluş mücadelesiİlmek ilmek örülmüş, bazen özünden koparılan, başkalaşıma zorlanan insanın hisli türküsü bir UdSancısı olmuş; yüreğimizin teline dokunmuş.
Handan Acar Yıldız’ın son kitabı Ağır Boşluk’ta kimi zaman nesneler kimi zaman insanlar başrolde. İnsan ile nesnenin kaderinin benzeşebilirliğine, insan ile nesnenin kesişim kümesindeki duygulara şahit oluyoruz kitapta. Yazar bazı öykülerde nesnelere hayat vererek, bir insan gibi onlara hikâye biçerek ruh üflemiş adeta. Hayatımıza ortak olan nesnelerin, kederimize de ortak olduğunu fark ediyoruz bu yolculukta. Öznesi nesne de olsa insan da olsa öykülerin derinliğinin, anlatımın deliciliğinin etkisinde kalıyoruz.
Kapağı aralayıp kitaptan içeri giriyoruz. Her bir odasında, heybesinde hüzün, burukluk, eksiklik bulunan insanlara rastlıyoruz. O hep küçümsediğimiz hafifmeşrep kadınlara rastlıyoruz bir Konsomatris’in gözlerinde; suratımıza çarpıyor empati denen bir kapı.
Yazının devamı için: http://kacakyolcu.com/agir-bosluk/































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.