Son günlerde, samimiyet konulu birçok konuşma dinledik. Ortak şikâyet, müşterek dert. Konuşmalar, bir derdin feryadı gibiydi. Özetle; samimiyetin ve içtenliğimizin hızla kaybedilmesi. 
Başbakan Erdoğan, 'samimiyeti her alanda yeniden egemen kılmak'tan söz etti. Keşke, yasalarla bu mümkün olsa. Fakat değil. Yasalar, görünenler içindir.
Samimiyet, içten, candan, kalbî olmaktır, davranmaktır. Riyasız, menfaatsiz, art niyetsiz. Diyanet İşleri Reisi'nin 'Dindarlığımız içtenliğini kaybediyor' uyarısı bu yüzden mühim. Nurettin Topçu, 'Samimilik, dindarlıktan hiçbir zaman ayrılamaz' diyor. Ayrıldığı vakit, her birimiz ikiye bölünüyoruz. Bunun örnekleri çoktur ve acıdır.
Artık yeni bir devirdeyiz. İşlerimizin ve ilişkilerimizin bereketi kaçtı. Tamam, kazancımız iyi, fakat bereket bu mudur? Ya huzur?
Sahici dostluklar, menfaatsiz münasebetler kurabiliyor muyuz? Madde bağımlısına dönüşen, menfaat düşkünü olan bunca insan arasında.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/Ibrahim_Tenekeci/aci-kaybimiz/51342































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.